UYGUR DEVLETİ (744 - 840)
Devletin kurucusu Kutluk Bilge Kül Kağan’dır. Karluk ve Basmillerle birleşip, Göktürk Devleti’ne son vererek kendi devletlerini kurmuşlardır. Merkezleri Ötüken’dir. Ancak daha sonra Ordu Balıg (Karabalgasun) olmuştur. Orhun Irmağı kıyısında başkenti Ordu-balık kentini kuran ilk Uygur Kağanı Kutluk Bilge Kül iki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747'de öldü. Yerine oğlu Moyen-çor(747-759) kağan oldu. Bu dönemin en önemli olayı, Araplarla Çinliler arasındaki 751 Talas Savaşı’dır. Bögü Kağan dönemi devletin en parlak ve en zengin dönemidir. Nitekim büyük saraylar bu dönemde inşa edilmiştir. Bu dönemde eti yasaklayan Manihaizm ile savaşmayı yasaklayan Budizm dinlerinin etkisiyle göçebe yaşam tarzının yerini “yerleşik hayat” almaya başlamıştır.
UYGUR DEVLETİ BELGESELİ
Alp Kutluk Bilge ve ardılları olan ve neredeyse tamamı Ay Tengri'de kut ya da ülüg bulduklarını belirten adlar taşıyan kağanlar döneminde Tibetliler'in Çin'e baskısı iyice arttı. 840’ta Kırgızlar tarafından yıkılan devlet, Sarı Uygurlar ve Turfan Uygurları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Turfan Uygurları Moğolların bünyesinde önemli görevlere gelmiş, ayrıca bu topluluğun Türk kültüründen etkilenmesine olanak sağlamışlardır. Uygurlar Manihaizm’in etkisiyle hükümdarlarına “Ay Tengri” unvanı kullanmışlar.
Manihaizm ve Budizm Dinlerinin Uygurlar Üzerindeki Etkileri;
z Savaşçılık özelliklerini kaybetmişlerdir. Hayvancılık önemini kaybetmeye başlamış, tarıma yönelmişlerdir.
z Ticaret gelişmiş, bilim ve sanatla uğraşmaya başlamışlardır.
z Halkın yeni dinlerini öğrenmesi için çok sayıda kitap yazmışlar ve bu kitapların basımında bir anlamda matbaanın temeli sayılabilecek kalıplar kullanmışlardır.
z Çin kültürü ve dininin etkisi altına girmişlerdir. Gittikçe zayıflamışlar ve iç karışıklığa sürüklenmişlerdir.
İLAÇ BİLGİ |
Aprın Çor Tigin Mani dini etkisi altında yazılmış şiirlerden ikisinde, bunların Aprın Çor Tigin adlı bir şaire ait olduğu kaydedilmiştir. Bu varsayımdan hareketle, adı günümüze kadar gelebilmiş ilk şair, Aprın Çor Tigin’dir. Bu nedenle pek çok kaynakta Aprın Çor Tigin’in, adı bilinen en eski Türk şairi sayılabileceği belirtilmektedir. Turfan kazılarında bulunan bu şiirler ilk kez A. von Le Coq tarafından 1919 yılnda yayımlanmıştır. |
UYGURLARIN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
¦ Yerleşik hayata geçen ilk Türk devletidir.
¦ Türk tarihinin ilk şehirlerini kurmuşlardır. (Beşbalık, Ordubalık, Turfan...)
¦ Kâğıt ve matbaayı kullanan ilk Türk devletidir. (hareketli ya da tahtadan harfler)
¦ Manihaizm inancındaki bazı terimleri Türkçeye çevirmişlerdir. (Bu durum, Uygurların ulusçu bir yapıya sahip olduğunu kanıtlamaktadır.)
¦ Mimarî eserler (tapınak, saray, ev vb.) bırakan ilk Türk devletidir.
¦ Töreyi yazılı hale getiren ve yazılı hukuk kuralları oluşturan ilk Türk devletidir.
¦ Ciltçilik, fresk ve minyatür sanatının ilk örneklerini vermişlerdir.
¦ Gök Tanrı inancını terk eden ilk Türk devletidir.
¦ İlk kez kütüphane kuran Türk devletidir.
¦ Altay dil grubundan Hakanîye lehçesiyle konuşan Uygurlar, kendilerine özgü 14-18 harfli bir alfabe (Uygur Alfabesi) oluşturmuşlardır.
¦ Uygur Alfabesi “Soğd Alfabesi”nden etkilenilerek hazırlanmıştır.
¦ Karabalgasun, Sine-Uşi, Moyen-çur ve Bugut yazıtlarını bırakmışlardır.
¦ Mimarîde Türk üçgeni tarzını ortaya çıkarmışlardır.
¦ Orta Oyunu ile Türk tiyatrosunun ilk örneklerini vermişlerdir
¦ Türk boyları arasında tarım toplumunun ilk örnekleri bu dönemde görülür. Tarım yapabilmek için şehirler kurulmuştur. Göçer hayatın izin vermediği kültür birikimi sağlanmıştır. Günümüz Türk devletlerine varan birçok özellik ilk olarak Uygurlarda görülür. İbn Fadlan Dönemin seyyahlarında Uygur kültürünün zenginliğinden bahsedilmiş, birçok dinin bir arada yaşaması betimlenmiştir. Türklerin ata dini olan tengricilik ile budizm, maniheizm, nesturi, hristiyanlık bir arada ve problemsiz şekilde yaşamaktaydı.
¦ İlk hukuk, sivil örgütlenme, vergi, spor, müzik terimler bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bozkır hayatının vahşi yapısına karşılık Uygurlarda hoşgörü ve refah içinde yaşanıyordu. Bu özellikler o dönemden kalan binlerce hukuk, sivil ve devlet yazmalarında görülebilir.
İLAÇ BİLGİ |
ALTIN YARUK KİTABI Uygurcaya çevrilen, Budizmle ilgili bir başka kitap da Altun Yaruk’tur. Budizmin kutsal kitabı sayılan ve İslâmiyet öncesi Türk edebiyatının ünlü yapıtlarından sayılan bu kitap, Uygurların dinî inançlarını, dil zenginliğini ve ulusal özelliklerini göstermesi bakımından, bir çeviri olmasına rağmen kültürel değerlerimiz arasında sayılmaktadır. “Altın Işık” anlamına gelen Altun Yaruk, Beşbalık kentinden Singu Seli Tutung adlı bir Uygur tarafından Çinceden Uygur Türkçesine çevrilmiştir. Çeviriden çok, bir adaptasyon olduğu belirtilen eser, Budizmin, yani Burkancılığın esaslarını ve Buda’nın hayatını anlatır. Aslında düzyazı biçiminde yazılan Altun Yaruk içinde, pek çok manzum parça da bulunmaktadır. Altun Yaruk’taki hikâyelerden “Şehzade ile Pars Hikâyesi” ndeki bazı bölümler manzumdur. |
İLAÇ BİLGİ |
TÜRKLERİN YERLEŞİK YAŞAMA GEÇMESİNİN KESİN KANITLARI ¦ Tarım faaliyeti, ¦ Sulama kanalları yapmaları, ¦ Su değirmenleri kurmaları, ¦ Tarım aletleri (saban, çapa, orak, tırpan vb.) yapmaları, ¦ Tohumluk buğday ambarları yapmaları, ¦ Halktan toprak, konut veya ürün vergisi almaları ¦ Mimarî eserler (saray, sur, tapınak, ev vb.) yapmaları, ¦ Matbaa kullanmaları, ¦ Kitap ya da arşiv belgeleri oluşturmaları, ¦ Fresk (duvar süsleme) yapmaları, ¦ Vitray (cam süsleme) yapmaları, ¦ Minyatür vb. süsleme sanatları yapmaları, |