BABI ALİ BASKINI
Bâb-ı Âli Baskını, Osmanlı İmparatorluğu'nda 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey'in başını çektiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından hükûmet binası Bâb-ı Âli'nin basılmasıyla gerçekleştirilen askerî darbe. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa'ya zorla istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında iktidar İttihat ve Terakki'nin eline geçmiştir. Kâmil Paşa'nın istifası V. Mehmed tarafından aynı gün onaylanmış ve İttihat ve Terakki'nin baskısıyla Sadrazamlığa Mahmud Şevket Paşa getirilmiştir.
abdullahhoca.com UYARIYOR 21 Kasım 1911 "Sopalı seçimler" adıyla anılan ve muhalif milletvekili adaylarının dövülmesi gibi olayların da yaşandığı seçimlerde İttihat ve Terakki dışından yalnızca altı kişi meclise girmişti. Seçimi kaybeden Hürriyet ve İtilaf Fırkası, seçim öncesi ve sırasında yapılan hileleri bahane göstererek kanun dışı yollar aramaya başlamıştır. Bu sırada ordu içindeki haksızlıklardan ve askerlerin siyasete karışmasından rahatsızlık duyan bir grup subay Halâskâr Zâbitân adlı silahlı bir örgüt kurmuş ve Rumeli'de dağa çıkmıştır. Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı olan grup İstanbul'da bir dizi karışıklık çıkarmış, İttihat ve Terakki muhalifi olması nedeniyle de bir başka muhalif Prens Sabahattin'in desteğini almıştır. 1912 seçimlerinin tarihe ”sopalı seçim” olarak geçmesinin nedeni İttihat ve Terakki partisinin seçim öncesi, muhalifleri sopayla döve döve susturmaya çalışmasıdır. İktidar olmanın verdiği güçle muhalefeti susturmak için her yolu denediler. Örneğin İttihat ve Terakki muhalifi Rıza Tevfik, Büyükada’da verdiği konferansı gerekli makamlara bildirmediği bahanesiyle 25 gün hapis cezasına çarptırıldı ve konferansa katılanlar sopayla dövülerek dağıtıldı. Muhalefeti sopayla susturma zorbalığında hayatını kaybeden de oldu. Bu kişi Mustafa Nuri beydi. Hürriyet ve İtilaf partisi tarafından Siroz’a şube açması için gönderilen Mustafa Nuri Bey, İttihatçılar tarafından linç edilerek öldürüldü. İttihatçıların şiddeti seçim zamanı da devam etti. Birçok Hürriyet ve İtilafçının dövülerek oy kullanması engellendi. İttihatçıların seçimlerde muhalefeti susturmak için kullandığı tek yöntem fiziki şiddet değildi. İktidarın tüm imkânlarını kullanıp valilikler ve kaymakamlıklara İttihatçı yandaşlar atandı. Orduda rütbeli komutanlar, İttihat ve Terakki adına propaganda yaptı. Askerler, sokaklarda ”yaşasın Cemiyet” sloganı attı. Devletin sivil ve askeri tüm kurumları İttihat ve Terakki adına çalıştı. Sonuçta, seçimleri baskıyla, korkuyla, şiddetle İttihat ve Terakki partisi kazandı. Ancak zorbalıkla kazanılan iktidarın ömrü uzun sürmedi ve hükümet, 5 Ağustos 1912 tarihinde fesh edildi. Sonra Sonrası malum. Önce Balkanları kaybettik, sonra 1. Dünya savaşı sonunda bağımsızlık savaşı vermek zorunda kaldık. İttihatçıların şiddetle kurdukları iktidarın bedelini her zamanki gibi yine Türk milleti ödedi ve 1912 seçimleri aradan 100 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen tarihe sopalı seçim olarak geçti. |