SAVAŞLAR DÖNEMİ
TBMM Savaşları Genel Olarak 3(üç) Cephede Sürdürmüştür:
Doğu Cephesi – Ermenilerle – Kazım Karabekir komutasındaki birlikler
Güney Cephesi - Fransızlar ve Ermenilerle – Kuvay-i Milliye Birlikleri
Batı Cephesi - Yunanlılarla - Düzenli Ordular
DOĞU CEPHESİ:
Kurtuluş Savaşının ilk cephesidir. Rusya, Birinci Dünya Savaşı'ndan, Ekim Devrimi nedeniyle çekilmiş ve Kafkasya'yı boşaltmıştı. Bölgede 1917 yılının Aralık ayında Gürcüler, Azeriler ve Ermeniler tarafından "Mavera-i Kafkas (Kafkas Ötesi) Cumhuriyeti" adıyla bağımsız bir devlet kurulmuştu. Ancak bu ortak cumhuriyet, uzun ömürlü olmadı.
1918 Mayıs ve Ağustos'unda bu üç topluluk, ayrı bağımsız devletlerini kurdu. Rusya'da yönetimi ele geçiren Bolşevikler ise, Brest Litovsk Barışı ile (3 Mart 1918) Doğu Anadolu'dan tamamen çekildiler. Bu barışı tanımayan Erivan'daki Ermeni Cumhuriyet'i, Doğu Anadolu topraklarından çekilmeyince, savaş, Osmanlı-Ermeni savaşına dönüştü. Kars'ın Ermeniler ‘den alınmasından sonra, Brest Litovsk'u tanımayan Gürcüler ‘den de Nisan'da Batum ve Ardahan alındı. Enver Paşa'nın ordusu, 15 Eylül 1918'de Azerbaycan'ın başkenti Bakü'yü de ele geçirmişti. Ancak, Mondros Ateşkesi imzalanınca, Türk kuvvetleri 1914 sınırlarına çekilerek buraları terk etmek zorunda kaldılar.
Bölgede yaşayan Türk halkı, buraların Ermeniler ‘in eline geçmesini önleyebilmek için, "Milli Şura" adını alan örgütler kurdu. Bu örgütler vasıtasıyla geçici hükümetler oluşturuldu. Bu hükümetler içinde en etkilisi 17 Ocak 1919'da Kars'ta kurulan Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi(Güney-Batı Kafkas Geçici Milli Hükümeti) idi.
Mondros Mütarekesi hükümlerinden yararlanıp Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlayan İngilizler, 1919 başında Kars'a da girdiler. Önceleri buradaki hükümete karışmayan İngilizler, geçici Hükümet'in Ermeniler ‘in geri dönmesini reddetmesi üzerine, 12 Nisan 1919'da Cihangiroğlu İbrahim Bey'in başkanlığındaki hükümeti dağıttılar, üyelerini Malta'ya sürdüler. Yönetimi Ermeniler'e teslim ettiler.
Kars ve civarıyla yetinmeyen Ermeniler, Erzurum ve Van'a kadar uzanan yerleri de istemeye başladılar. Köyleri kasabaları tekrar yakıp, yıkan ve önlerine gelen Türkleri öldürmeye başlayan Ermeniler, Paris Barış Konferansı'na da başvurarak, Mondros Ateşkesi'nde Vilayet-i Sitte (Altı İl) olarak geçen Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bitlis illerine ek olarak Adana, Mersin, İskenderun, Tokat, Amasya, Trabzon ve diğer Doğu Anadolu topraklarının kendilerine verilmesini istediler.
Mondros Ateşkesi'nden sonra 9. Ordu kaldırılmış, 15. Kolordu kurulmuştu. Ateşkes hükümlerine uymayıp birliklerini terhis etmeyen 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa, bölge halkını Ermeni saldırılarından kurtarmak ve Elviye-i Selase'yi (Kars, Ardahan, Batum) ele geçirmek için hazırlıklara başladı. Bu sıralarda İngilizler'i yenen Kızılordu'ya da, Kafkasya yolu açılmıştı. Ruslar tekrar bölgeyi ele geçirebilirdi.
Kazım Karabekir Paşa, 28 Mart 1920'de, Mustafa Kemal'den, Brest-Litovsk ile çizilmiş sınırlara (Kars, Ardahan, Batum) kadar olan yerlerin alınması için izin istedi. Fakat Ermeni sorunu da bu arada uluslararası platforma çekilmiş, Paris ve Roma'da gündeme getirilmişti. TBMM, böyle bir ortamda Ermeniler'e taarruzu zararlı bulduğu için erteledi. Ama Kızılordu Kafkasya'ya girince, TBMM Hükümeti, 15. Kolordu Komutanlığı'nı Doğu Cephesi Komutanlığı'na çevirip, bölgede kısmi seferberlik ilan etti. Fakat bu harekât da Sovyetler'le yeni kurulmaya başlanan ilişkilerin bozulmaması için ertelendi. Bundan cesaret alan Ermeniler, 12 Ağustos 1920'den itibaren, Oltu ve çevresini işgal ettiler. 24 Eylül'de de genel taarruza geçtiler. Türk ordusu da, 28 Eylül sabahı Ermeniler'e karşı harekâta geçti. 29 Eylül'de Sarıkamış kurtarıldı. Sovyetler'in tavrını öğrenebilmek için harekât durduruldu.
Sovyetler'in, Kars, Ardahan, Batum'un Ermeniler'e verilmesi talebi karşısında, 28 Ekim'de yeniden taarruza geçen Türk ordusu 30 Ekim'de Kars'ı alarak, Misak-ı Milli sınırlarına ulaştıktan sonra ilerleyişini durdurdu. Gümrü'yü de 7 Kasım 1920'de terk eden Ermeniler, barış istemek zorunda kaldılar. 17 Kasım'da Ateşkes Antlaşması, 3 Aralık 1920'de de "Gümrü Antlaşması" imzalandı. Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmayı hedefleyen TBMM Hükümeti, Gürcistan'a da bir nota vererek (Mart 1921) Ardahan, Artvin ve Batum'un Türkiye'ye bırakılmasını sağlıyordu.
Gümrü Antlaşması'nın 18. maddesi, bu antlaşmanın yürürlüğe girmesi için taraflara bir aylık onay süresi vermişti. Fakat daha antlaşmanın mürekkebi bile kurumadan, 5 Aralık 1920'de, Ermenistan'da Bolşevikler yönetime egemen oldular. Bir süre sonra Sovyet Kızılordu'su da Gürcistan'daki Menşevik Hükümeti'ni yıktı. Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan Sovyetler Birliği'ne katıldı. Sovyetler, Gümrü Antlaşması'nın Ermeniler lehine değiştirilmesini istediler. Üstelik Batum'u da işgal etmeye başladılar. Doğu Anadolu ile ilgili sorunlar, Moskova Antlaşması'na (16 Mart 1921) kadar sürdü.
Moskova Antlaşması'yla Batum, Gürcistan'a bırakılırken, Gümrü Antlaşması'ndaki diğer sınırlar aynen korundu. Bu sınırlar, 13 Ekim 1921'de Türkiye ile Sovyetler Birliği ve Kafkas Cumhuriyetleri (Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri) arasında imzalanan Kars Antlaşması ile de benimsendi.
Doğu cephesinde sağlanan başarı ve barış; Milli Mücadele'nin bir cephesini kapattığı gibi, TBMM Hükümeti'nin 1920 yılı ortalarında geçirdiği tehlikelerden sonra saygınlığını da arttırdı. Ayrıca Doğu Cephesi'nden önemli sayıda asker, silah ve cephanenin, Batı Cephesi'ne kaydırılmasını sağlayarak, Yunanlılara karşı daha dirençli savaşlar verme imkânı da yaratmıştır.
Ayastefanos ve Berlin Antlaşmaları ile ilk defa Ermeniler dünya gündemine girmiş oluyorlardı. Berlin Kongresi ve Antlaşması sonrasında Rusya ve İngiltere’nin Ermenileri doğrudan desteklemeleri ve kışkırtmaları “Ermeni İhtilalci” komitelerinin hızla kurulması ve eyleme geçmelerini sağladı.
1840’da Kafkasya’da kurulan Taşnak Komitesi ve 1887’de İsviçre’de kurulan Hınçak Komiteleri silahlı eyleme geçtiler.
Osmanlı topraklarında hızla isyanlar çıkmaya başladı. (İstanbul, Erzurum, Yozgat, Kayseri, Çorum, Van ve Adana isyanları) Hatta Ermeni çeteleri ve onların siyasi destekçileri 21 Temmuz 1905′te isteklerini kabul etmeyen Sultan II. Abdülhamit’e Cuma Namazı çıkışı suikast düzenlediler. Suikasttan kıl payı kurtulundu.
GÜMRÜ ANTLAŞMASI (2-3 ARALIK 1920)
2-3 Aralık gecesi imzalanan Gümrü Antlaşması şöyleydi:
ü Kars ve yöresi Türkiye'ye geri verilecek;
ü Ermenistan'ın Türkiye'ye karşı diğer devletlerle yaptığı tüm antlaşmalar kaldırılacak;
ü Aras Nehri Çıldır Gölüne kadar uzanan hat Doğu sınırı olarak çizilecek,
ü Sevr antlaşmasını ve Türkiye çıkarlarına uygun olmayan antlaşmaları Ermenistan hükümeti de kabul etmeyecek;
ü Türkiye'deki Ermenilerle, Ermenistan'daki Müslümanların diğer yurttaşlar gibi eşit haklardan yararlanacak;
ü İki ülke arasında en erken vakitte diplomatik ilişkiler, telgraf ve telefon ulaşımları kurulacak;
ü Türk koruyuculuğu altında yerel özerklik verilecek olan İtur ve Nahçıvan illeri kendi kaderlerini kendileri tayin edecekler;
ü Ermenistan saldırıya uğrar ve yardım isterse, Türkiye ona askeri yardım da bulunacak;
ü Ermenistan silah ithal etmeyecek;
ü Her iki taraf birbirinden savaş ödeneği istemeyecek;
ü Türk ordusu, Ermeni ordusu Antlaşmada saptanan sayıya indirildiği taktirde Ermeni topraklarını boşaltacaktır.
Gümrü Antlaşması’nın önemi
ü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milletlerarası alanda imzaladığı ilk siyasi antlaşmadır.
ü Bu antlaşma ile Ermeniler, Sevr Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan vazgeçmiş, Ermeni meselesi milletlerarası düzeyde sona ermiştir.
ü Ermeniler, TBMM Hükümeti ile Gümrü Antlaşması’nı imzalayarak yeni Türk Devleti’ni tanımıştır.
ü Anadolu’da başlayan Milli Mücadele’nin ilk siyasi zaferidir.
ü Kurtuluş Savaşı’nın bir cephesi kapanmış, TBMM’nin itibarı artmıştır.
ü Türkiye Büyük Millet Meclisi, doğudaki birliklerinin bir kısmını Batı Cephesi’ne kaydırma imkânı bulmuştur.
GÜRCÜLER İLE İLİŞKİLER:
Dünya Savaşı sonrası Kafkaslarda kurulan Gürcistan Devleti, karışıklıklardan yararlanarak Artvin, Ardahan ve Batum’u işgal etti. Ermeni sorununun çözümlenmesi ve I.İnönü savaşında kazanılması sonrasında 23 Şubat 1921 de Gürcistan’a verilen protesto notası üzerine Gürcistan işgal ettiği yerleri boşalttı. 23 Şubat 1921’de Gürcistan ile imzalanan Batum Antlaşması ile Artvin, Ardahan ve Batum Türkiye’ye bırakılmıştır.
NOT: Ermenistan ve Gürcistan Sovyet Rusya’ya bağlandıklarından bu dönemden itibaren doğudaki sorunlar Sovyet Rusya ile çözümlenecektir.