EKONOMİ ALANINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR
Osmanlı Dönemi’nde ulusal bir ekonominin kurulamamasının nedenleri;
X Kapitülasyonlar
X Bankacılık, ticaret, ulaşım sektörlerinin yabancıların elinde olması
X Sanayi İnkılâbı’nın gerçekleştirilememesi
X Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi)
X Tarımın ilkel yöntemlerle yapılması
X Balkan ve I. Dünya Savaşları’nın yarattığı bunalımlar
X Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yabancıların eline geçmesi
X Lozan Barış Antlaşması’yla (24 Temmuz 1923) Kapitülasyonların kaldırılması bağımsız ve milli bir ekonominin kurulması için gerekli olan ortamı hazırlamış oldu. Çünkü Atatürk’e göre; “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferler ile taçlandırılmazlarsa kazanılan zaferler yaşayamaz, az zamanda söner.”di.
X I. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti, işgale uğramış ve parçalanmıştı. Türk milleti Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde yeniden bağımsızlığa kavuşmak için ölüm - kalım savaşına başlamıştı. Ülkenin düşmanlardan temizlenerek kurtuluşunu elde etmenin tek amaç olduğu dönemlerde savaşın bütün sorumluluğunu başkomutan olarak üzerine alan Atatürk, savaş sonrası bağımsız yeni Türkiye Devleti’nde uygulanması gereken iktisat politikasının hazırlanması için bir kurul kurmuştu. Ülkenin iktisadi kalkınmasının sağlanması için Türkiye İktisat Kongresini toplamıştır.
Türkiye İktisat Kongresi (17 Şubat 1923):
Türkiye’de bulunan ziraatçı, sanayici, tüccar ve işçi temsilcilerinden oluşan 1135 kişinin katılımıyla İzmir’de düzenlenen Türkiye İktisat Kongresi’nde Türkiye’nin başta ekonomi olmak üzere sosyal ve siyasi problemleri tartışıldı. Kongre sonunda oy birliği ile Misakıiktisadi kararları kabul edildi.
Kongrenin başkanlığını Kâzım Karabekir yapmıştır. Kongre yeri olarak İzmir’in seçilmesinde İzmir’in; Türkiye’nin en önemli ihracat limanlarından biri olması Türkiye’nin en önemli ticaret merkezlerinden biri olması. Kurtuluş Savaşı’nın noktalandığı yer olması Kongreye; çiftçi, sanayici, tüccar ve işçi kesimin temsilcilerinden toplam 1135 kişi katılmıştır. Katılımın, ekonominin her alanından olması kongrenin halkçı yönünü ortaya koymaktadır. Kongrede “Millî Ekonomi” ilkesi benimsenmiş ve Misak-ı İktisadî (Ekonomi Andı) kararları kabul edilmiştir.
Kongrede alınan kararlar;
En önemli karar, temel düşüncesi ekonomik bağımsızlık olan Misak-ı İktisadi (Ekonomi Andı – Milli Ekonomi İlkesi)’dir.
X Önemli Uyarı: Ekonomik bağımsızlık için izlenecek yol; yabancıların ekonomik boyunduruğuna girmeden, ulusal kaynaklarımızı, ulusal güçlerimizle yine ulus için değerlendirmektir.
X Küçük işletmelerden büyük işletmelere (fabrikalara) geçilmelidir.
X Demiryolu ulaşımına öncelik verilmelidir.
X Vergi ve toprak reformu yapılmalıdır.
X Girişimcileri destekleyen bir banka kurulmalıdır.
X Anonim şirketlerinin kurulması kolaylaştırılmalıdır. Özel teşebbüsün yapamadıklarını devlet üstlenmeli; devlet ekonomik görevleri de olan bir organ olmalıdır.
X Hammaddesi yurt içinde olan ürünlerle ilgili sanayi dalları kurulmalıdır.
X Çalışma koşulları iyileştirilmeli; çalışanların sendikalaşması sağlanmalıdır.
X Yabancıların elinde bulunan işletmeler satın alınarak millileştirilmelidir.
X Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır.
Önemli Uyarı: İzmir İktisat Kongresi’nde daha çok liberal (serbest piyasa ekonomisi) bir ekonomik kalkınma politikası benimsenmiş, devletin ekonomik alanda özendirici, koruyucu ve düzenleyici bir rol üstlenmesi hedeflenmiştir.
® Kapitülasyonlar kaldırıldıktan sonra ekonomik bağımsızlığımızı sağlamlaştırmak için devlet, köklü tedbirler almaya başlamıştır.
® Kapitülasyonların Lozan Antlaşması ile kaldırılmasından sonra yabancı şirketler ulusallaştırıldı.
® 26 Ağustos 1924’te ticaret sektörüne kredi vermek amacıyla ilk özel banka olan İş Bankası kurulmuştur.
® 1925 yılında Ticaret ve Sanayi Odaları kuruldu.
® 1 Temmuz 1926’da Kabotaj Kanunu çıkarılarak karasularımızdaki ticaret ve ulaşım hakkının Türkiye’ye ait olduğu kabul edilmiştir (Ulusallaştırma).
® Özel girişimcileri özendirmek amacıyla 1927’de Teşvik-i Sanayi Yasası çıkarıldı. Buna göre özel girişimciler, özel gümrük indiriminden yararlanacak, bedelsiz hazine arazileri alabilecek, bazı vergilerden de muaf tutulacak, ucuz kredi alabileceklerdi.
Önemli Uyarı: Bu kanunun etkisiyle sadece Uşak Şeker Fabrikası açılabilmiştir.
® Ancak özel sermaye yasanın sağladığı olanakları tam olarak değerlendiremedi. Bunda (1929 – 1931) Dünya Ekonomik bunalımının da etkisi oldu. Türkiye’yi de etkisi altına alan ekonomik bulanım sanayileşme hareketini de yavaşlattı.
® Yerli sanayinin korunması için 1929’da yüksek gümrük uygulaması başlatılmıştır.
® 20 Şubat 1930’da Türk Parası’nı Koruma Kanunu kabul edildi.
® Devletin kuruluşundan 1933’e kadar geçen dönemde sanayileşme istenilen seviyede gerçekleşmemiştir.
Bunun nedenleri şunlardır;
Önemli Uyarı: 1934 yılında uygulamaya konulan bu planla ilk defa planlı ekonomiye geçildi. 1934 -1939 yılları arasında “Birinci Beş Yıllık Plan” uygulandı.
Önemli Uyarı: II. Beş Yıllık Kalkınma Planı ise II. Dünya Savaşı’ndan dolayı uygulanamadı. Bu savaş Atatürk’ün Devletçilik ilkesinin uygulanmasını aksatan en önemli etken oldu.
Önemli Uyarı: 11 Haziran 1930’da kurulan Merkez Bankası’nın kuruluş amacı Türk para politikasına yön vermek ve ulusal bankacılığa destek olmaktır.
Önemli Uyarı: 1926’da Emlâk ve Eytam Bankası’nın kurulmasının amacı; yoksul kesime konut kredisi vererek destek sağlamaktır.
Önemli Uyarı: Özel sektörün sermayesizlik nedeniyle gerçekleştiremediği alanlar, devlet tarafından düzenlenmeye başlamıştır.
Önemli Uyarı: Devletçilik ilkesi ile Türk Tarihi’nde ilk kez planlı ekonomiye geçilmiştir.