Ulus Devlet ve Vatandaş
Ulus devlet anlayışı, 1648 yılında imzalanan Westphalia Antlaşması’ndan
sonra yaşanan gelişmelerin sonucunda ortaya çıkan bir olgudur. Avrupa’da bu devlet anlayışı XVIII. yüzyılın ilk yarısında önce İngiltere’de daha sonra XIX. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Ulus devletler, modernleşme süreciyle birlikte iktidara tek
başına hâkim olmaya başlamıştır. Millî birlik unsurunun ön plana çıktığı bu devlet anlayışında, ulus ile devlet eşdeğer olarak kabul edilmiştir. Bu devlet anlayışının devam ettirilmesinde okul ve ordu ön plana çıkan iki kurum olmuştur.
Zorunlu Eğitim ve Askerlik
XVIII. yüzyılda Prusya’da başlayan zorunlu eğitim uygulaması ile devlet, vatandaşlarının daha nitelikli eğitilmesini ve devlet politikalarına daha sadık hâle gelmesini amaçlamıştır. Ulus devlet anlayışıyla oluşan modern eğitim sistemi; okulöncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve sürekli eğitimin temeli üzerinde oluşturulmuştur. XIX. yüzyılda eğitimde modernleşmenin yaşandığı ransa ve Prusya, diğer ülkelere model olmuştur. Fransa, modern eğitim anlayışında devlet okullarında standart Fransızca öğretmiş, zorunlu eğitimle birlikte zorunlu askerlik sistemini de getirerek Avrupa’nın modern ulus devletini oluşturmuştur. Modern ulus-devletler, eğitim ve askerlik sistemini, kalkınmış bir ulus oluşturmak için bir vasıta olarak kullanmıştır. Daha önceleri kilisenin kontrolünde olan eğitim programlarında artık dinî derslerin yanında tarih, coğrafya, fen bilimleri ve modern diller de yer almıştır. Okullarda özgür bireye, doğaya, tarihe ve akla önem verilmesi sağlanmıştır. Yeni eğitim sistemi ile Avrupa’da bilimin gücü zamanla artmış ve XIX. yüzyıl sonlarında artık ulus
devletlerde eğitim sosyal bir hak olmuştur.
Ulus devletler, sınırları içerisindeki topluluklar arasında eşitsizliği ortadan kaldırmak isteyen politikalar üretmiştir. Öncelikle insanların, ortak bir anayasa önünde eşit hak ve görevlere sahip olmaları sağlanmıştır. Böylece yaşadığı devletle kendini özdeşleştiren vatandaş kavramının oluşması amaçlanmıştır. Bunun sağlanması için zorunlu temel eğitim ve askerlik uygulamalarına
geçilmiştir. Açılan modern eğitim kurumları ve ordu, birlikte uyum içerisinde çalışmıştır. Bunun sonucunda da ulus devlet anlayışı ilkesine sahip bir
vatandaş ordusu ortaya çıkmıştır. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde meydana gelen modernleşme hareketlerinin özünde merkezileşme çabası yer almıştır. Modernleşme hareketleri kapsamında açılan eğitim kurumlarında ve askerî teşkilatlarda, padişaha sadık bir ordu ve toplum oluşması amaçlanmıştır.