YUMUŞAMA DÖNEMİ KURULAN ULUSLARARASI TEŞKİLATLAR
YUMUŞAMA DÖNEMİ KURULAN ULUSLARARASI TEŞKİLATLAR
1-BAĞLANTISIZLAR HAREKETİ
2-AFRİKA BİRLİĞİ TEŞKİLATI
3-İSLAM KONFERANSI ÖRGÜTÜ
4-OPEC
5-OAPEC
6-OECD BÜNYESİNDE (Milletlerarası Enerji Ajansı)
1-BAĞLANTISIZLAR HAREKETİ
- 1960'ların başından itibaren, milletlerarası politikanın yeni bir faktörü, Doğu ve Batı bloklarının dışında "Bağlantısızlık" adı ile yeni bir hareketin ve yeni bir uluslararası gruplaşmasının ortaya çıkmasıdır. Bu hareket, çeşitli şekillerde başlayıp geliştiği için Üçüncü Dünya, Asya-Afrika Bloku, Tarafsızlar veya Bağlantısızlar Bloku gibi isimler almıştır. Tüm bunların başlangıç noktası ise, Nisan 1955'de Endonezya'da toplanan Bandung Konferansı'dır.
- Bandung Konferansı, daha önce Hollanda'nın bir sömürgesi durumunda bulunan Endonezya'nın 1945-1949 yılları arasında vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesi neticesinde bu ülke tarafından ortaya atılan bir gelişmedir. Endonezya'nın teşebbüsleri neticesinde yine bu ülkenin Bandung şehrinde yapılan bahse konu konferans Asya-Afrika Konferansı adını almıştır. Gerçekten de, 1955'li yıllarda Asya'da hemen hemen hiç bir sömürge durumunda ülke bulunmazken Bandung Konferansı'na katılan 29 ülkeden, ancak altı Afrika ülkesi bağımsız statüde bulunuyordu Bunlar Mısır, Habeşistan, Ghana, Liberya, Libya ve Sudan idi.
- Bağlantısızlığın, yani hiçbir bloka veya askeri ittifaka bağlı olmama hareketinin, ilk teşkilatlanması, Yugoslavya lideri Tito ile Mısır Başbakanı Nasır'ın teşebbüsü ile 1961 yılında olmuştur. Bu iki liderin teşebbüsü ile 1-6 Eylül 1961 tarihlerinde Belgrad'da 25 tarafsız ve bağlantısız ülkenin katılması ile bir konferans toplandı. Toplantının sonunda 27 maddelik bir Deklarosyan ile, Amerika ve Sovyet Rusya'ya hitaben bir Barış Çağrısı yayınlandı.
- Bağlantısızların ikinci toplantısı, 5-10 Ekim 1964'te Kahire'de yapıldı ve "Barış ve Milletlerarası İşbirliği Programı" yayınlandı. Bu program, bütün ülkelerin nükleer silahlardan vazgeçmesini, bütün yabancı üslerin tasfiyesini, devletlerin birbirlerinin iç işlerine karışmamalarını, yeni sömürgecilik ve emperyalizme karşı çıkılmasını ve bu arada da Kıbrıs’a self-determinasyon hakkının tanınmasını istiyordu.
- Bağlantısızların üçüncü toplantısı; "Zirve" toplantısı olarak, 8-10 Eylül 1970'de Zambia'nın başkenti Lusaka'da yapıldı ve buna 54 ülke katıldı. Zirvenin sonunda altı tane karar alındı ki, bunların en önemlisi de "Barış, Bağımsızlık, İşbirliği ve Milletlerarası Münasebetlerin Demokratizasyonu üzerine Lusaka Deklerasyonu"dur. Bu deklarasyonda açıklananlar, daha öncekilerle ve daha sonra söylenecekler ile fazla bir farklılık göstermemektedir.
- Bağlantısızların 16. toplantısı 26-31 Ağustos 2012 tarihinde İran’ın başkenti Tahran’da 17. si ise 14 Eylül 2016 yılında Venezüela’da yapıldı.
- Bağlantısızların mücadeleleri sonucunda ortaya çıkan gelişmelerden en önemlileri; Afrika Birliği Teşkilatı ve İslam Konferansıdır.
ABDULLAHHOCA.COM UYARIYOR
JAWAHARLAL NEHRU (1889-1964)
± 1889’da doğan Nehru, İngiltere’de eğitimini tamamladıktan sonra Hindistan’a geri dönerek “Hindistan Ulusal Kongresi” adlı siyasî partinin başkanı olmuştur. 1942’de İngilizlere karşı düzenlenen “Hindistan’ı Terk Edin!” eylemleri sırasında tutuklanmıştır. II. Dünya Savaşı sonuna kadar tutuklu kalan Nehru, 1947’de kurulan Hindistan’ın ilk başbakanı olmuş, 1964’te ölümüne kadar bu görevde kalmıştır.
2-AFRİKA BİRLİĞİ TEŞKİLATI
- 1955 Bandung Konferansı sırasında Afrika'da 5 bağımsız devlet mevcut iken, Mayıs 1963'de Afrika Birliği Teşkilatı kurulduğunda bu miktar 32 rakamına ulaşmış idi.
- Gelişmeler karşısında, yeni bağımsız olan Afrika ülkeleri, bloklardan kendilerini uzak tutabilmenin çaresini biraraya gelmede ve bir Afrika Birliğinin teşekkülünde gördüler.
- Bu çabalar ve zaruretler sonucu, 32 Afrika ülkesinin temsilcileri (çoğu devlet başkanları), 22-24 Mayıs 1963'de, Afrika'nın en eski bağımsız ülkesi Habeşistan'ın başkenti Addis-Abada'da toplanarak, Afrika Birliği Teşkilatı'nı kurdular ve Birliğin 33 maddelik bir Anayasası'nı da kabul ettiler.
Önemli Uyarı: Habeşistan İmparatoru Haile Selassie'nin gayretleri ile 25 Mayıs 1963'te Etiyopya'nın Başkenti Addis Ababa'da otuz iki bağımsız Afrika ülkesinin imzaladığı antlaşma ile Afrika Birliği Örgütü adıyla kuruldu. 9 Temmuz 2002 tarihinden itibaren Afrika Birliği (AfB - African Unity - AU) adını alan örgütün temel amacı Afrika ülkeleri arasında dayanışma ve işbirliğini artırmaktır. Merkezi Etiyopya'nın Addis Ababa şehri idi.
3-İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI
- Bağlantısızlar içinde ayrı ve mühim bir grubu da, İslam ülkeleri ve bunların oluşturduğu İslam Ülkeleri Konferansı teşkil etmektedir.
- İslam Konferansının ortaya çıkışı tamamen İsrail ile ilgili olup, ilk toplantısını yaptığı 1969 yılından bugüne kadar da, toplantılarının ve çalışmalarının ağırlık noktasını genellikle İsrail meselesi teşkil etmiştir. İsrail işgali altındaki Kudüs'te, Müslümanların kutsal yerlerinden olan El-Aksa Camiinde, 21 Ağustos 1969 akşamı bir yangın çıkmış ve camide bazı hasarlar meydana gelmiştir. Bu olay, Arap ve Müslüman dünyasını harekete geçirmiştir. Arap dünyası bu yangını İsrail’in kasten çıkarttığı görüşünde birleşmiştir. Fakat kısa sürede, yangının, Denis Michael Rohan adında Avustralyalı aşırı dinci biri tarafından çıkarıldığı anlaşılmıştır.
- Yangın haberi üzerine Amman, Bağdat, Şam, Kahire ve diğer Arap başkentlerinde, Israil’e karşı "Cihad", yani "kutsal savaş" ilan edilmesini isteyen gösteriler yapılmıştır.
- Ürdün Kralı Hüseyin de Arap Birliği liderlerine mesajlar göndererek, hemen bir "Arap Zirvesi" yapılmasını istemiştir. Bunun üzerine Arap Birliği Dışişleri Bakanları 25 Ağustos 1969'da Kahire'de toplanmışlardır. Fakat, bu toplantıda bir Arap Zirvesi'ne değil "İslam Zirvesi" ne karar verilmiştir. İslam Zirvesi fikri Suudi Arabistan'dan gelmiştir. Ürdün ise, bir Arap Zirvesi'ni İsrail'e karşı daha müessir bir tedbir olarak görmüştür.
- 25 Ağustos 1969’da Kahire’de kurulmuştur örgütün merkezi Cidde’dir. Amacı, İslâm ülkeleri arasında iktisadî, sosyal, kültürel, bilimsel alanlarda iş birliğini güçlendirmek ve uluslararası örgütlerle dayanışmayı yürütmektir.
- İslam Zirvesi, 22-25 Eylül günlerinde Fas'ın başkenti Rabat' da toplandı. Zirveye 36 Müslüman ülke davet edildi, ancak Türkiye'de dahil 25 ülke katıldı. Zirveye, Filistin Kurtuluş Örgütü davet edilmediği için Irak; Fas ile diplomatik münasebetleri olmadığı için de Suriye zirve' ye iştirak etmediler.
- İslam Zirvesi'nin ikincisi; 22-24 Şubat 1974'de Pakistan'da Lahore' da yapıldı.
- Bu zirvede alınan kararlar da da ; Kudüs'ün "Arap" olarak kalması; İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve Filistinlilere, "milli haklarının tanınması ve kendi vatanlarına sahip olmaları istendi. Ayrıca bu toplantıda, "İslam Ülkeleri Ekonomik Dayanışma" sının esasları da kabul edildi.
- Lahore Zirvesi'nin en önemli hadisesi, 1971 Mart'ında ayaklanıp bağımsızlığım ilan ederek Bangladeş adını alan Doğu Pakistan'ın, diğer Müslüman ülkelerin aracılığı ile Pakistan tarafından tanınması oldu.
ABDULLAHHOCA.COM UYARIYOR
Cemal Abdülnasır (1918 - 1970):
- 15 Ocak 1918’de Mısır’ın İskenderiye şehrinde doğmuştur. Sudan’daki Mısır ordusunda görev yaparken İngiliz egemenliğine ve krallık yönetimine son vermeyi amaçlayan gizli “Hür Subaylar” örgütünün kuruluşuna katılmıştır.
- I. Arap-İsrail Savaşı’nda (1948-1949) Filistin Faluce’deki başarısı nedeniyle “Faluce Kaplanı” olarak ünlenmiştir. Hür Subaylar örgütünün 23 Haziran 1952’de kansız bir darbeyle yönetimi ele geçirip Kral Faruk’u devirmesiyle başbakanlık görevini üstlenen Nasır, büyük toprak sahibi feodal güçleri tasfiye ederek başlattığı toprak reformuyla kendine özgü sosyalizmi ortaya koymuştur.
- En güçlü muhalefet odağı olan Müslüman Kardeşler’i sindirerek konumunu pekiştirmiştir.
- 1956’da, o zamana kadar İngiliz denetiminde olan Süveyş Kanalı’nı millileştirerek Arap dünyasında bağımsızlık mücadelesinin önderi olarak benimsenmiştir. Bu başarısı üzerine anti-emperyalist kampta bir kahramanlık simgesine dönüşen Nasır, emperyalizmin yenilmezliği efsanesini yıkarak 1950’lerde bağımsızlık savaşları için bir moral kaynağı olmuştur.
- 23 Haziran 1956’dan 28 Eylül 1970’e kadar Mısır Cumhurbaşkanı olan Nasır; Sovyetlere yakın durmuş, Tito ve Nehru ile Bağlantısızlar’a öncülük etmiştir. Arap dünyasını birleştirme çalışmaları sonuçsuz kalmıştır.
4-OPEC
Dünya Savaşı’ndan sonra Orta Doğu üzerinde hâkimiyetlerini yitirmeye başladığını anlayan Batılı devletler, petrol şirketleri aracılığıyla etkinliklerini devam ettirmeye çalıştılar. Şirketlere ayrıcalık veren ülkelerdeki milliyetçi gösteriler bu ülkelerin petrol satışından da pay istemelerine ve bazı ülkelerde de (Iran vb.) petrol şirketlerini millîleştirilmesine neden oldu.
- Bu millîleştirme girişimleri karşısında Batılı Devletler petrol üreten başka ülkelere yönelerek üretimlerini arttırdılar ve fiyat kontrolünü ellerinde tutmaya devam ettiler. Bu tarihlerde petrol piyasasına girmek isteyen SSCB gibi ülkeler düşük fiyatlardan petrol satmaya başladılar.
- Bu gelişmelerden olumsuz etkilenen petrol üreticisi ülkeler, Ağustos 1960’ta OPEC’i (Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı) kurdular. OPEC’in amacı petrol fiyatlarını yüksek seviyeye çıkarmak ve üretici ülkeler arasında teknik konularda iş birliğini sağlamaktı.
OPEC′i (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü)
- 9-14 Eylül 1960 tarihinde Bağdat′ta bir araya gelen Suudi Arabistan, İran, Kuveyt, Irak ve Venezuela OPEC′i (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) kurdu. Örgüte daha sonra Katar (1961), Libya (1962), Endonezya (1962), Ekvador (1963-1993), Birleşik Arap Emirlikleri (1967), Cezayir (1969), Nijerya (1971), Gabon (1975-1995) ve Angola (2007)katılmıştır.
- OPEC bağısız petrol üreten ülkeler arasında işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir kuruluştur.Öte yanda petrol fiyatlarını ve üretim miktarlarını belirlenmesi açısından tekel özelliği göstermektedir. Ancak örgüt üyelerinin çoğu kez örgütün aldığı kararlara uymayabildikleri gözlemlenmiştir.
- 1970’li yılların başında OPEC amacına ulaştı ve petrol şirketlerine karşı üstünlük sağladı. Petrol üretimini daha pahalıya mal ettiği için düşük fiyatta petrol satışından zarar gören ABD’nin petrol şirketlerine destek vermemesi, OPEC’in başarılı olmasında etkili oldu.
5-OAPEC
1967 (Altı Gün Savaşı) Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra petrolün İsrail’e karşı siyasi bir silah olarak kullanılmasını sağlamak için OAPEC (Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Teşkilatı) kuruldu.
- Ancak Arap ülkeleri arasında dayanışmanın sağlanamaması ve Batılı ülkelerin OAPEC dışındaki ülkelerden petrol satın alması OAPEC’in istediği sonucu alamamasına sebep oldu.
- Ekim 1973’te çıkan Orta Doğu savaşından sonra OAPEC tarafından petrol fiyatlarının yükseltilmesiyle yaşanan petrol krizi hız kazandı.
OAPEC (Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri)
1968’de esas olarak Suudi Arabistan, Kuveyt ve Libya’nın önderliğinde kurularak daha ziyade geleneksel Arap ülkeleri arasındaki dayanışmayı yansıtan bir görünüme de sahip olarak doğmuştu. Ancak 1970’de Cezayir, Bahreyn, Katar, BAE’nin 1972’de ise Irak, Suriye ve Mısır’ın üye olmalarıyla OAPEC’in üye yapısı değişmiştir.
- Bu durum özellikle Batı Avrupa’da ve Japonya’da paniğe yol açtı. Japonya 22 Kasımda İsrail’e karşı tavır aldı.
- İngiltere 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda Orta Doğu ülkelerine uygulamaya başladığı silah ambargosunu kısa bir süre sonra kaldırarak sadece İsrail ile sınırlı tuttu.
- Suudi Arabistan’ın İsrail’e destek veren ABD ve Hollanda’ya karşı uyguladığı petrol ambargosu özellikle ABD’nin Orta Doğu politikasını değiştirmedi. Hatta ABD, bu politikanın Batı’nın sanayisine ciddi zararlar vermesi hâlinde Basra Körfezi bölgesine bir silahlı müdahale ihtimalini belirterek oldukça sert bir tepki verdi.
6-OECD BÜNYESİNDE (Milletlerarası Enerji Ajansı)
- 1974’te enerji ve özellikle petrolün sağlanmasında, kullanılmasında iş birliği ve ortak planlamayı gerçekleştirmek amacıyla Avrupa İktisadi İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) çerçevesinde “Milletlerarası Enerji Ajansı” kuruldu.
- 1973-1974’ten itibaren OPEC ülkelerinin ham petrol fiyatlarına her altı ayda bir zam yapmaları, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler, artan petrol fiyatlarından olumsuz etkilendiler.
Yorumlar -
Yorum Yaz