SSCB'NİN KURULUŞU VE BASMACI HAREKATI
SSCB’NİN KURULUŞU VE
ORTA ASYA’DAKİ TÜRK DEVLETLERİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER
- Rusya’da 1905 yılında Meşrutiyet yönetimine geçilecek ve Duma adıyla bir meclis oluşturulacak. Fakat Rus Çarı Duma’nın çalışmalarını sürekli engellemektedir.
- 1917 Mart Devrimi gerçekleşti. Çar II. Nikola tahttan çekildi. Bolşeviklerin lideri Lenin, “Ekmek, Barış, Özgürlük” istemini ortaya atarak “Bütün İktidar Sovyetlere” sloganıyla Bolşevikleri harekete geçirdi. 7 Kasım 1917’de Bolşevikler iktidarı ele geçirdi.
- Bolşevikler Aralık 1917’de ÇEKA Örgütü’nü kurarak sistemli terör hareketlerine girişmişlerdir. Sonunda muhalif güçlere karşı galip gelen Bolşevikler 1918’de Çar II. Nikola ve ailesini öldürmüşlerdir.
- Lenin, NEP (Novaya Ekonomiçeskaya Politika) adı verilen yeni ekonomi politikasını ilan etti (1921).
- Ruslar, Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan hariç Türk ülkelerinin hepsini işgal altına aldı. Türklerin bağımsızlık hareketleri Ruslar tarafından sert bir şekilde engellendi.
- Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıralı’nın çalışmalarının sonucunda 15 Ağustos 1905’te “Rusya Müslümanları I. Kongresi” gayriresmî olarak toplandı..
- Bu çalışmalar sonucunda Müslüman Birliği Partisi kurularak Duma’ya temsilciler gönderildi. Baskılarını artıran Ruslara karşı Türkler de “Rusya Müslüman Türk Kavimlerinin Haklarını Koruma Cemiyeti”ni kurarak uluslararası alanda haklılıklarını duyurmaya çalıştılar.
- Bu arada Rus Çarlığı’ndan siyasi ve kültürel haklarının verilmesini istemişlerdi. Ancak bu istekleri kabul edilmeyen Türkler 1916’da Türkistan’da Millî İstiklal Ayaklanması’nı başlattılar. Çarlık yönetiminden sonra kurulan geçici hükûmet, tüm halkların kanun önünde eşit olduğunu ilan etti. Türkler, politik ve kültürel alandaki çalışmalarını hızlandırdı. 1-11 Mayıs 1917 tarihleri arasında “Bütün Rusya Müslümanlarının I. Kurultayı” toplandı. Bir süre sonra başlayan Sovyet istilasına karşı Türk toplumları ayrı ayrı mücadele vermek zorunda kaldı.
{ Ocak 1924’te Lenin’in ölümünden sonra iktidar mücadelesini kazanan Joseph Stalin döneminde uygulamaya konulan Kolektifleştirme Politikası huzursuzluk yaratmıştır. Nitekim bu politika tarımsal üretimi azaltırken, sanayinin ve teknolojinin gelişmesini sağlamış, bu da tepkilere yol açmıştır.
Rektör Uyarıyor
A-İSMAİL GASPRALI
ö İsmail Gaspıralı (1851 - 1914), Kırım Tatarı eğitimci, yayıncı ve politikacı. Gaspıralı, Rus İmparatorluğu'nda Türk ve İslam toplumlarının eğitim, kültür reformu ve modernleşmeye ihtiyacını betimleyen Müslüman entelektüeldir.
ö “Dilde, fikirde, işte birlik!” sözüyle Türk halklarındaki birlikteliğin temel ilkelerini oluşturmuş ve günümüzde de bu söz bu birlik mücadelesinin hedefini göstermektedir.
ö Gaspıralı kadınlar için Âlem-i Nisvan (Kadınlar Dünyası) adlı bir dergi çıkarımış ve bu dergiyi kızı Şefika yayına hazırlamıştır. Çocuklar için de Âlem-i Subyan (Çocuklar Dünyası) adlı bir yayın çıkarmıştır. Gaspıralı, İslam Biriği'nin (İttifaq-i Müslimîn) kurucularından biridir; 1907'de kurulan birlik Rus İmparatorluğu'ndaki Müslüman Türk entelektüelleri birleştirmiştir. Ayrıca ilk Rus Müslüman kongresinin organizatörlerinden biriydi ve Rusya'daki Müslüman insanlar için sosyal ve dinî reformlar oluşturmayı amaçlıyordu.
ö 2014 yılı UNESCO tarafından Gaspralı yılı ilan edilmiştir.
Gazeteler:
- Tercüman (Bahçesaray, 1883-1918) Alem-i Nisvan (Bahçesaray, 1906-1910) Alem-i Sibyan (Bahçesaray, 1906-1912?) Al-Nahdah/The Renaissance (Kahire, 1908) Kha! Kha! Kha! (Bahçesaray, 1906-?)
Rektör Uyarıyor
ORD. PROF. A. ZEKİ VELİDÎ TOGAN
C Zeki Velidî Togan, 10 Aralık 1890 tarihinde Başkurdistan’da doğmuş, Basmacı Hareketi’nin içinde yer almıştır. Türkistan Millî Birliği’nin kurucusu ve ilk başkanı olup, Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi ile Fuat Köprülü, Rıza Nur ve Yusuf Akçura’nın istekleri doğrultusunda 20 Mayıs 1925’te geldiği Türkiye’de Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Encümeni’ne tayin edilmiştir.
C 1935’te doktora çalışmalarını bitirdikten sonra Bonn Üniversitesi’nde ve Göttingen Üniversitesi’nde ders vermiştir. 1939’da davet üzerine tekrar Türkiye’ye gelmiş ve İstanbul Üniversitesi’nde Umûmî Türk Tarihi Kürsüsü’nü kurmuştur.
C Zeki Velîdi, genelde Rusya ve Orta Asya’daki Türkler üzerine 300 kadar makâle ve kitap yazdı. Anılarını Hatıralar adlı eserinde 1961’de yayınladı. Diğer eserlerinden bâzıları şunlardır: 1) Bugünkü Türkeli Türkistan ve Yakın Târihi (1947), 2) Umûmî Türk Târihine Giriş (1946), 3) Târihte Usul (1950), 4) Türklüğün Mukadderâtı Üzerine (1970), 5) Oğuz Destanı.
Rektör Uyarıyor
YUSUF AKÇURA
Z Kazanlı Yusuf Akçora (1879 / 1935) İstanbul Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar yazar ve siyaset adamı.
Z Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyelerindendir. 1904 yılında yayımladığı Üç Tarzı Siyaset adlı makalesi Türkçülük akımının manifestosu kabul edilir.
Z Akçura’nın Türkçü düşünce tarihindeki yeri, çağdaşı olan Ziya Gökalp'in gölgesinde kalmıştır fakat Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışma arkadaşı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel yapısının oluşmasında katkıları olmuştur.
Z Yusuf Akçora'nın Türkçü fikirleri, Sovyetlerin çökmesi ve Orta Asya'daki Türk Devletleri'nin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla yeniden güncellik kazanmıştır.
Z Ahmet Rıza'nın çıkardığı Şuray-ı Ümmet ve Meşveret gazetelerinde adsız yazıları yayımlandı.
Z Kazan’da iken yazdığı ve onu Türk siyasal hayatında meşhur eden Üç Tarzı Siyaset isimli dizi makalesi 1904 yılında Mısır (Kahire)’da yayımlanan “Türk” adlı gazetede çıktı.
Z Türkçülük akımının manifestosu olarak kabul edilen 32 sayfalık makalesinde Akçura, Osmanlı İmparatorluğu'nun tekrar toparlanabilmesi için üç ana görüşün bulunduğunu (Osmanlıcılık, İslamcılık, Türk Milliyetçiliği) ve bunlar arasında en uygununun Türk Milliyetçiliği doktrini olduğunu savundu.
Z 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi’nde siyasi tarih dersleri vermeye başlayan Yusuf Akçura, Mustafa Kemal’in kültür ve politika danışmanı olarak çalışmaktaydı. 1931’de Atatürk tarafından Türk Tarih Kurumu’nun kuruluşunda görevlendirildi ve ertesi yıl kurumun başına getirildi. 1. Türk Tarih Kongresi’ni yönetti. 1933 Üniversite Reformundan sonra İstanbul Üniversitesi'nde Siyasi Tarih profesörü oldu.
Eserleri
Z Şurayı Ümmet'te Çıkan Makalelerim-Üç Tarzı Siyaset-Siyaset ve İktisat-Türkçülüğün Tarihi
SULTAN GALİYEV
- (1882-1940): Başkırdistan’ın Kırmıskalı köyünde doğmuştur. 1905’te Kazan’daki Tatar Pedogoji Enstitüsünü bitirerek değişik köylerde öğretmenlik, Ufa Belediye Kütüphanesinde memurluk yapmış; Ufa’daki gazetelerde takma adla yazılar yazmıştır.
- 1915’te Bakü’de Azerbaycan’ın bağımsızlığı için çalışan Resulzade ve çevresiyle tanışmıştır.
- 1917 Ekim Devrimi günlerinde Azerbaycan’dan Moskova’ya Müslüman Kongresi Yürütme Sekreterliği için çağrılmıştır. Kongre somut kararlar almayınca Müslüman Komünistler Komitesi’ne girmiştir. 1917
- Ekim Devrimi’nde Bolşevikleri desteklemiş, 1918-1922 arasında Sovyetlerde birçok görevde bulunmuştur. Ancak 1923’ten itibaren Sovyet lideri Stalin’le “ulusal sorunlar”, dolayısıyla Türklerin hakları konusunda anlaşmazlığa düşmüştür.
- Galiyev, görüşlerini ifade ettiği “Millî Komünizm” adlı eserinde öncelikle “proleter ulus” dediği (Ruslar karşısında Türkler gibi) ezilen ulusların kurtuluşunu savunmuştur.
- Zeki Velidi Togan’la iş birliği yaptığı gerekçesiyle tutuklanmış ancak devrime katkılarından dolayı bağışlanmıştır. Daha sonra 1928’den idam edildiği 1940’a kadar çeşitli cezalar almıştır. 1990’da –idamından on yıllar sonra– Galiyev’in aldığı cezalar haksız bulunmuş ve Sovyetler Birliği tarafından itibarı iade edilmiştir.
SOVYETLERE KARŞI DİRENİŞİN ADI ; BASMACI HAREKETİ
- Rusya'da Türkistan'ın istiklâli için faaliyet gösterenlerin millî ayaklanmalarına verilen genel ad. "Baskın yapan, hücum eden" mânasına gelen bu tabir, Çarlık döneminde Ruslar tarafından Türkmenistan, Başkurdistan ve Kırım'da faaliyet gösteren çeteciler için kullanılmıştır. Basmacılar halka dokunmazlar, sadece Rus memurları soyar, hazine mallarını yağmalar ve aldıkları ganimetleri fakirlere dağıtırlardı.
- 1917 Bolşevik İhtilâli'nden sonra Türkistan'da faaliyet gösteren silahlı mukavemet kuvvetlerine Basmacı denilmesinin sebebi, bu kuruluşların başına geçenlerin bir kısmının ihtilâlden önceki yıllarda da Basmacılık yapmış olmalarıdır. 1917 ihtilâlinden önce ve sonra Ruslara karşı silahlı mücadelede bulunan Türkistanlılar, kendilerini hiçbir zaman Rusların "haydut, çeteci" anlamında kullandıkları ve dünyaya böyle göstermek istedikleri tarzda Basmacı olarak tanıtmamışlar, İslâm askerleri, vatan müdafaacılan ve Türkistan azatlığının askerleri olarak göstermişlerdir.
- Basmacı hareketlerinin tek gayesi, "Türkistan Türkistanlılarındır" sloganında ifadesini bulan, Türkistan'ı Ruslardan kurtararak istiklâline kavuşturmaktı.
- Basmacı Hareketi 1918 yılında Korbaşı Ergaş'ın liderliğinde Hokand şehrinde başladı ve kısa zamanda diğer bölgelere de yayıldı. Hokand'da üç gün içinde Ruslar tarafından 10.000'den fazla Türkistanlı öldürüldü. 1918'de kırktan fazla korbaşının (Türkistanlı lider) önderliğinde yapılan mücadelelerde ayaklanmalar Fergana vadisine yayıldı.
- Basmacı hareketlen Enver Paşa'nın 8 Kasım 1921'de Türkistan'a gelip başa geçmesiyle daha da şiddetlendi. Onun Türkistan'daki millî mücadelelerin başkumandanı olmasından sonra Ruslar önemli kayıplar verdiler ve 19 Nisan 1922'de barış istemek zorunda kaldılar. Fakat Enver Paşa, "Barış antlaşmasının ancak Türkistan topraklarındaki Sovyet askerlerinin çekilmesinden sonra söz konusu olabileceğini belirterek" bu teklifi reddetti.
- Bu sıralarda Semerkant şehrinde Türkistan Türk Müstakil İslâm Cumhuriyeti kurulmuştu. Yıllardır bütün Türkistan'ı ele geçirmek için savaşan ve Türkistan'dan çekilmek niyetinde olmayan Sovyetler daha şiddetli saldırılara başladılar. 1922'de Sovyetler'in genel bir saldırıya geçmesi üzerine Basmacı liderleri birbirlerinden ayrılmak zorunda kaldılar ve geçici Türkistan hükümeti dağıldı. Şîr Muhammed Beg Afganistan'a geçti, diğer liderlerden Muhyiddin Beg öldürüldü, Canı Beg de teslim oldu. 4 Ağustos 1922'de Belcuvan'a giren bir Sovyet birliğine karşı bizzat yakın muharebeye katılan Enver Paşa on bir Rus'u öldürdü, fakat karşı tarafın makineli tüfek ateşi altında kendisi de şehid oldu.
- Enver Paşa'nın Ölümüyle Basmacı hareketleri sona ermedi, fakat genellikle Ruslar'ın üstünlüğü ile devam etti. Kızıl Ordu Basmacılar'a karşı savaşını her yerde sürdürdü. Mücahidlere yardım eden Türkler hapishanelere atıldı. Böylece Basmacılığın birinci devri sona erdi. 1924'te başlayan Basmacılığın ikinci devresinde mücahidler silâh buldukça mücadeleye devam ettiler. Bu mücadeleler de 1935'e kadar sürdü ve bu tarihte Ruslar Basmacılık harekâtına kesin olarak son verdiler.
Yorumlar -
Yorum Yaz