ABD’de başlayıp tüm dünyaya yayılan 1929 Dünya Ekonomik Buhranı 1930’lar boyunca da devam etmiştir. Özellikle, sanayileşen ülkelerde bu buhranın etkileri daha yıkıcı olmuştur. I. Dünya Savaşı’na kadarki dönemde dünya ekonomisinde en etkili devlet İngiltere’ydi. Fakat savaş sırasında özellikle ABD’den almış olduğu kredileri bile ödemekte zorlanmaya başlamıştı. İhracatı düşmüş, ABD’den yeniden borç almak zorunda kalmıştı.
I. Dünya Savaşı sonrasında ekonomisi durma noktasına gelen Almanya, ABD’nin istediği savaş tazminatını ödemek için para basınca, Almanya’da hiper enflasyon ortaya çıkmıştır. Bu durum karşısında ABD, 1924 yılında Almanya’ya Dawes Planı’nı önermiştir. Buna göre; ABD Almanya’ya yeniden yapılanması için kredi verecek; yapılanmasını tamamlayan Almanya da daha sonra tazminatını ödeyecekti. Bütün bu ekonomik sorunlar, piyasalarda para akışının oldukça sınırlanmasına neden olmuş ve her an büyük bir küresel sorunun patlayacağını göstermiştir. Genel olarak ekonomik krizler, üretim-tüketim arasındaki dengesizliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Sanayi Devrimi’yle birlikte ortaya çıkan yeni ekonomik sistem, yatırımları ve üretimi sürekli büyütmeye çalışan bir anlayışa sahipti.
Yaşanan büyüme dönemlerinde;
a) Maliyetleri düşüren yeni teknolojilerin kullanılması,
b) Yeni üretim alanlarının açılması
Yeni girişimcileri ortaya çıkarıyordu. Ancak girişimci sayısının ve üretimin artmasına paralel olarak pazarlar genişlemiyordu. Böylece ekonomide daralma dönemleri başlıyordu. Kâr azaldığı için yatırımlar da azalıyor, bu koşullarda üretime devam edemeyenler yok oluyordu. 1929 Ekonomik Buhranı, dar anlamıyla 24 Ekim 1929’da New York (Niv York) Borsası’nın çökmesidir (Kara Perşembe). Geniş anlamıyla ise kredi sistemiyle varlığını sürdüren ekonomide fazla üretimden kaynaklanan üretim-tüketim dengesizliğidir. 20. yüzyılın başında ortaya çıkan Taylorizm yöntemiyle ve I. Dünya Savaşı’nın etkisiyle artan üretim, verimlilik ve kâr oranları özellikle Amerika’da olağanüstü düzeye ulaşmıştı.
Taylorizm
Adını Amerikalı mühendis F.W. Taylor’dan alan Taylorizm’de fabrika işçisine yalnızca belirli hareketi itina ile yapmak düşüyordu; işçilerin yapması gereken hareketler ve bunların süreleri dakika hatta saniyelere göre belirleniyordu. 1911 yılında Frederick Winslow Taylor’a göre, üretimde pratik kurallar yerine bilimsel ve rasyonel kıstaslar esas alınırsa, fabrikaların üretkenliklerinde büyük artışlar sağlanabilecektir. Taylor’un bilimsel işbölümü, zaman ve mekanın rasyonelleştirilmesine ve ortaya çıkan sonuçların standartlaştırılmasına dayanmaktadır.
Taylorizm’in başlıca ilkesi, bir ürünün üretim sürecinin olabildiğince parçalanarak basit işlemlere ayrıştırılması ve bu işlemler için vasıflı işçi gerekmediğidir. Taylor ilkelerinin ilk yetkin uygulaması Henry Ford tarafından otomobil üretiminde yapılmış ve bu uygulama 1920’lerde yaygınlaşmıştır. Bu yöntemde işler, yapılış sırasına göre bir üretim hattına dizilir ve kayan bant boyunca sıralanan işçiler yalnızca tek bir parça iş yapar.
1925 yılına gelindiğinde Ford, montaj hattında seri üretim teknolojisi ile önceden bir yılda ürettiği otomobil sayısına yalnızca bir günde ulaşmaya başlar. Fordist üretim 1930’ların ortasında Avrupa’da da uygulanmaya başlanır, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yayılır.
1929 Ekonomik Krizi Sonuçları;
New York Borsası 1928 yılının başından 1929 yılı Ekim ayının başına kadar olan süreçte gittikçe yükseliyor ve yüksek fiyat/kazanç oranı getiriyordu. Ancak 3 Ekim 1929 tarihine gelindiğinde borsanın yükselişi durmuş hatta birkaç büyük holdingin hisse senetleri düşmüştü. Bu düşüş 21 Ekim günü yabancı yatırımcıların kâğıtlarını ellerinden çıkarmalarıyla hızlandı ve “Kara Perşembe” olarak anılan 24 Ekim 1929 Perşembe günü borsa, dibe vurdu.
1929 Büyük Buhran | Kara Perşembe | 1929 | The Great Crash Turkish Subtitle |
1929 yılının fiyatlarıyla 4,2 milyar dolar yok oldu. Bu süreçte çok sayıda banka batmış, binlerce insanın mal varlığı yok olmuştu. Bu insanlar, açlığa sürüklendi, sebze ve meyve yetiştirip satarak yaşamaya çalıştılar.
Piyasadaki para bir anda yok olduğu için insanlar ihtiyaçlarını karşılamada takas yoluna giderek bir nevi değiş tokuş ekonomisine geri döndüler.
Maddi varlıklarıyla beraber sosyal konumlarını ve ruh sağlıklarını da kaybettiler. Bunalımın etkileri, II. Dünya Savaşı’nın etkileriyle de birleşerek uzun yıllar devam etti.
1933’te ABD’de Roosevelt, ekonomik sistemde köklü değişiklikler vaat eden New Deal (Yeni Anlaşma) projesiyle iş başına gelmiştir. Bu plana göre, ilk kez devlet ekonomiye müdahale etmiştir. Bu doğrultuda ilk kez Merkez Bankası kurulmuş, bankacılık sistemini düzeltmek için kanunlar yapılmıştır.
Devlet, bazı alanlarda fiyat dengelemeleri yapmış, altın ve döviz kuru bizzat başkan tarafından kontrol edilmiştir. Fakat New Deal programı başlangıçta olumlu yankılar yapsa da, beklenen sonuçları vermemiştir.
Bu planın yeterince başarılı olmamasının en önemli nedenleri; devlet harcamalarının ekonomiyi canlandırmaya yetmemesi, devletin ekonomideki payının artmaması ve yatırımların yetersiz kalmasıdır.
1929 EKONOMiK KRiZi - YÜZYILIN MANŞETLERi
Kriz, en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir “işsizler ve evsizler ordusu” oluşturmuştur. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki %40-60’lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. Talebin beklenmedik düzeyde düşmesi nedeniyle madencilik alanı krizin en fazla etkilediği sektörlerden biri olmuştur. Ekonomik kriz dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam üretimin % 42 oranında ve dünya ticaretinin de % 65 oranında azalmasına sebep olmuştur. 1929 yılına kadar dünyada oluşan diğer krizlere bakıldığında dünya ticaretinin en fazla % 7 oranında düştüğü düşünülürse 1929 bunalımının ne derece etkili olduğu görülebilir. Ekonomik kriz farklı ülkelerde değişik tarihlerde sona ermiştir.
KRİZİN TÜRKİYE’YE ETKİLERİ
Dünyayı sarsan bu Ekonomik Buhran Türkiye’de de ekonomik durgunluğa yol açtı. Özellikle tarım ürünleri ihraç eden Türkiye’de döviz gelirlerinin azalmasına neden oldu. Dolayısıyla tarım üreticileri yoksullaşma sürecine girdi.
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı: Büyük Buhran’ın Nedenleri ve Sonuçları
Buhran karşısında Türkiye, ekonomide devletçilik ilkesini uygulamaya başladı. 4 Nisan 1929’da İstanbul Darülfünununda (İstanbul Üniversitesi) düzenlenen ‘Yerli Malı Kullanma ve Koruma’ konulu toplantıda gençlik, yerli malı kullanmaya yemin eder. Bu toplantıdan çıkan bir başka sonuç ta ‘Yerli Malları Haftası’nın ilan edilmesidir. İlerleyen günlerde, ‘yerli malı kullanımı’nı yaygınlaştırmak amacıyla, Atatürk’ün de direktifleriyle bir cemiyet kurulur. Başkanlığını, TBMM Başkanı Kazım Özalp’ın yürüttüğü ‘Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’, Aralık 1929’da çalışmalarına başlar. Cemiyet; propaganda çalışmaları, düzenlediği ‘Yerli Malları’ haftaları ve sergilerle ‘yerli malı’ kullanımını bir alışkanlığa dönüştürmeye çalışır. Cemiyetin, İhap Hulusi, Nurettin Kenan gibi imzalar taşıyan afişlerinde, ‘Bir avuç fındık, bir yığın sağlık!’, ‘Üzüm, incir, fındık ye! Hem sana yarar hem bana.’ gibi sloganlar bulunuyordu.” 1930’da Merkez Bankası kuruldu. 1934’te Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulamaya koyuldu. Bu dönemde ham maddesi yurt içinde olan sanayi kuruluşlarına öncelik verildi.
KARA PERŞEMBE BÜYÜK BUHRAN / DÜNYAYI SARSAN OLAYLAR / TRT HABER
1938’de çıkarılan bir kanunla hükümete ithalatta kota getirme (sınırlamalar) yetkisi verildi. Sonuçları dış ticarette tarım ve sanayide kullanılan makine, araç-gereç ve tıpta kullanılan malzemeler hariç mamul gıda maddeleri, alkollü içecekler, parfüm, elbise, ayakkabı ve diğer deri eşyalar gibi tüketim mallarının ithalatı yasaklandı. Bu uygulama ile amaç, ticaret dengesini sağlamak ve yurt içi üretimi korumaktı. İthalat ve ihracat dengesini bozmadan dış ticareti arttırmak için “kliring (kiliring) sistemi” uygulandı.
1929 Büyük Buhran | Kara Perşembe | 1929 | The Great Crash Turkish Subtitle |
Malını alanın malını alma zorunluluğu anlamına gelen bu sisteme göre Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya başta olmak üzere birçok ülkeyle Türkiye ikili antlaşmalar yaptı. Bu antlaşmalar ayrıca karşılıklı gümrük indirimleri ve ticaret kotalarını da içeriyordu. Kliring ve kotalar sisteminin uygulanmasıyla yapılan ticaret 1934-1939 döneminde, Türkiye’nin ithalatının %84’ünü ve ihracatının %81’ini oluşturdu.
Tarih Tekerrür Ve Ekonomik Krizler 9.Bölüm
Ekonomik Buhran üzerine ABD Başkanı Hoover, borç ödemelerini durdurma anlamına gelen bir moratoryum ilan etti. Türkiye bu doğrultuda 1931’den 1933’e kadar dış borç ödemeyi durdurdu. Sonuç olarak Türkiye, Ekonomik Buhranı uyguladığı devletçi ve planlı ekonomi politikasıyla daha az hasarla atlatmıştır. Kalite kontrolünü yapması amacıyla Türk Ofis kurulmuştur. Türk Ofis’e kontrol ve teftiş görevi yanında; piyasa araştırmaları yapma, uluslararası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevleri de verilmiştir.
Gazap Üzümleri; John Steinbeck'in yazdığı roman. Steinbeck, 1939 yılında yayınladığı eseriyle Pulitzer Ödülü'nü kazanmıştır. Bu romanında yazar, Amerika'da 1930'lu yılların ekonomik kriz dönemlerini, insanlığın dramını etkileyici bir dille anlatmaktadır.
Türkiye'de Yerli Malı Marşı
İhap Hulusi Görey "Lakabı Şaheser"
Ender Merter ile TV Programcılığı, İhap Hulusi Görey ve Reklamcılık Üzerine