Rektör Uyarıyor
ÇEVRELEME POLİTİKASI
d Çevreleme Politikası 1946 ABD’nin Soğuk savaş döneminde Sovyetlerin yayılmacı politikasına karşı izlediği ekonomik, askeri, diplomatik unsurlar içeren dış politikasıdır.(Rusya’yı çevreleme politikası)
d Rusya’nın yayılmacılığına ve komünizmin dünyaya yayılmasını engelleyebilmek adına Rusyanın çevrelenmesi politikasıdır. Spykman iç hilal Stratejisi(Doğudan gelen çevreleme politikasına verilen isim)
d Bu iç hilal stratejisinde Türkiye,İran-Irak,Doğu Sibirya,Çin-Kore,Pakistan-Hindistan gibi ülkeler yer alır.
TRUMAN DOKTRİNİ (1947)
ý İngiltere’nin verdiği memorandum (muhtıra) çerçevesinde ABD Başkanı Truman tarafından Sovyet Rusya tehdidine karşı 1947’de hazırlanmış olan bir plandır.
ý Almanya'nın çöküşü, II. Dünya Savaşı boyunca bastırılmış düşmanlıkları tekrar su yüzüne çıkardı. Almanya'ya karşı Sovyetler ile ittifak kurmuş olan Amerika ve İngiltere, Bolşevik Devrimi'nin ilk günlerinden beri komünizme düşman idiler. Hatta başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı bittikten sonra Bolşeviklerle mücadele eden Çarlık yanlısı Rusları desteklemiş ve bu amaçla Vladivostok, Murmansk ve Archangelsk limanlarına asker çıkarmışlardı.
ý Amerika'nın Japonya'ya attığı atom bombaları Japonya'nın teslimiyetini sağlarken aynı zamanda Amerika'nın askeri üstünlüğünü de vurguladı. Bu iki saldırıyı Sovyetler'e yönelmiş bir tehdit olarak algılayan Stalin, Batı ile arasında kendisine bağlı uydu devletler kurarak bir “tampon bölge” oluşturmak istiyordu. Bu ilke Sovyetler'in savaş sonrasında Doğu Avrupa politikasının temelini oluşturmuştur.
ý Bu amaçla Sovyetler'in komünist ideolojiyi yaymaya çalışması ve Doğu Avrupa'da komünist uydu-devletler kurmaya başlaması Amerika'da büyük korkuya yol açmıştı. Bu sebeple 1947 yılından başlayarak Amerika dış politikasının esası komünizm ile mücadele olmuştur.
Hızlandırıcı nedenler
ý Truman Doktrini’ni hızlandıran başlıca neden, Sovyetler’in güneye doğru yayılmasıdır. Yunanistan’da komünist gerillalarla zayıf merkezi hükümet arasında başlayan iç savaş, Truman Doktrini’nin ilan edilmesini hızlandırmıştır.
ý Başkan Truman, 12 Mart 1947’de Kongre’de kendi adıyla anılacak bu doktrini açıkladı. Truman’a göre ABD, komünizm ile silahlı mücadele veren ve komünist ülkelerin baskısı altında bulunan devletlere mali ve askeri yardım yapmalıydı (Burada kastedilen ülkeler Yunanistan ve Türkiye’dir. Bu amaçla Kongre’den 400 milyon dolar kullanma izni istedi. Kongre’nin 22 Mayıs’ta bu isteğini kabul etmesi üzerine Türkiye’ye 100 milyon, Yunanistan’a ise 300 milyon dolar yardım yapıldı.
Sonuçları
ý Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesi ile Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve Köy Enstitülerileri gibi Sovyetler'den esinlenmiş uygulamaların kaldırılmasını talep etti.
ý Truman Doktrini’nin Yunanistan açısından en önemli sonucu ise, Yunan İç Savaşı’nın seyirini değiştirip, merkezi hükümetin komünistleri yenmesini sağlamış olmasıdır. Böylece Soğuk Savaş’taki ilk silahlı mücadelelerin birinden Batı Bloğu galip çıkmış oluyordu.
ý Truman Doktrini, kendisinden sonra gelecek olan Marshall Planı’na öncülük etmiş ve doktrinin başarısı Marshall Planı’nın hazırlayıcısı olmuştur.
Sembolik sonuçları;
ý Truman Doktrini ile ABD, geleneksel dış politikasını değiştiriyor ve I. Dünya Savaşı sonundaki tutumunun aksine dünya siyasetinde aktif bir rol üstleniyordu.
ý Truman Doktrini, ABD’nin Monroe (Yalnızlık) Doktrini’ni terk edip “komünizm tehdidi” altındaki devletlere malî ve askerî yardım yapmasını kapsamaktadır. Nitekim ABD bu doktrin ile SSCB’ye karşı aktif bir dış politika izlemiştir.
ý Bu doktrin çerçevesinde Türkiye’ye 100 milyon dolar, Yunanistan’a ise 300 milyon dolar yardım yapılmıştır.
Rektör Uyarıyor
YUNAN İÇ SAVAŞI
X Yunanistan İç Savaşı, 1944-1948 yılları arasında Yunanistan'ı siyasi istikrarsızlık içine iten, etkileri 1955 yılına kadar hissedilen ve temelde sağ-sol mücadelesi olan savaştır.
X Osmanlı Devleti’nden bağımsızlığını kazandıktan sonra Yunanistan’da anayasal monarşi kuruldu ve bu ülke II. Dünya Savaşı’na kadar sürekli bir devrim ve karşı devrim süreci içine girdi.
X 1924-1935 yılları arasında Yunanistan cumhuriyet rejimi ile yönetildi. Karışıklıkların giderilememesi üzerine 1935 yılında bir plebisit yapıldı ve Yunanistan’da yeniden anayasal monarşi kuruldu.
X 1936 yılında Yunan Kralı, İoannis Metaksas’ı başbakanlığa getirdi. Metaxas başbakanlığa gelir gelmez parlamentoyu feshetti ve 1938’de ömür boyu başbakan ilan edildi. Metaxas 1941’deki ölümüne kadar ülkeyi faşist özellikler gösteren bir diktatörlükle yönetti. Metaxas kendi yönetimine (Klasik Yunan ve Bizans’tan sonra) “Üçüncü Uygarlık” adını vermiş; koyu bir kralcı olarak basını susturmuş, muhalifleri sürgüne göndermiş ve tam bir baskı yönetimi kurmuşsa da belli bazı reform hareketleri de gerçekleştirmiş ve ülkenin savunmasını güçlendirmiştir.
X II. Dünya Savaşı sırasında önce İtalya ardından da Almanya’nın işgaline uğrayan Yunanistan’da Kral Londra’ya Hükûmet ise Kahire’ye sığındı. Yunanlı yurtseverler II. Dünya Savaşı içinde Alman işgaline karşı çeşitli direniş örgütleri kurdular. Bunlar arasında öne çıkan “Ulusal Kurtuluş Ordusu” (ELAS) sol, “Hür Demokratik Yunan Ordusu” (EDES) ise sağ eğilimliydi. Bu iki örgüt Alman işgal ordusuna karşı etkili bir mücadele içine girdi.
MARSHALL PLANI (1948)
ý İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, ABD Dışişleri Bakanı George C. Marshall tarafından Avrupa ülkelerine yardımda bulunmak ve bu ülkeleri kısa zamanda geliştirip güçlenmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan bir yardım programıdır.
ý Marshall Planı’na göre, Avrupa ülkeleri her şeyden önce kendi aralarında bir ekonomik iş birliğine girişmeli, iş birliği sonunda ekonomik açık ortaya çıktığında ABD, bu açığın kapatılması için yardım etmeliydi. Plan, her Avrupa ülkesine Amerikan malı malzeme ve makine yardımını kapsıyordu.
ý 16 Avrupa ülkesinin üyeleri Türkiye dâhil, 22 Eylül’de Amerika’ya sunulmak üzere bir “Avrupa Ekonomik Kalkınma Programı” hazırladılar. Bu program üzerine ABD, 3 Nisan 1948’de “Dış Yardım Kanunu”nu çıkardı. Bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16’lara (İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. Bu yardım ileriki yıllarda 12 milyar dolara ulaştı.
ý Marshall Planı, SSCB ve onun uydularına da açık olmakla birlikte, Yugoslavya dışındaki Doğu Bloku üyeleri buna katılmak istemediler. Avrupa’da Marshall yardımları sonucunda üç yıllık bir süre içinde tarım ve sanayi üretimi savaş öncesine oranla büyük bir artış gösterdi. Dış Yardım Kanunu’nun çıkması üzerine 16 Avrupa ülkesi, 16 Nisan 1948’de “Avrupa Ekonomik İş Birliği Teşkilatı”nı kurdular.
ý Komünizmin Batı Avrupa’daki yayılışına engel olmak amacıyla bu paket hazırlanmıştır..
ý En fazla yardım alan ülkeler İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya olmuştur.
ý Marshall Planı, II. Dünya Savaşı sonrasında “Soğuk Savaş” döneminin başlangıcını oluşturmaktadır.
ý Marshall Planı’na karşılık, Sovyet Rusya tarafından “Demir Perde” ülkelerine yapılan ekonomik yardım ve kalkınma programını kapsayan Molotov Planı hazırlanmış, Türkiye ise bu oluşumda yer almamıştır.
Rektör Uyarıyor
“Marshall Planı” na karşılık “Molotof Planı”
ABD’nin Avrupa ülkelerine yönelik ekonomik yardımı esas alan Marshall Planı’na karşılık SSCB’de Doğu Bloku’ndaki devletler arasındaki ekonomik iş birliğini ve ikili ilişkilerini geliştirmek için, “Molotof Planı”nı uygulamaya koydu. Çekoslovakya başta olmak üzere bazı uydu ülkeler “Marshall Planı”na katılmak için büyük istek göstermiştir. SSCB’nin Çekoslovakya’da tam egemenlik kurabilmek amacıyla Şubat 1948’de gerçekleştirdiği “Çekoslovak Darbesi”nde bunun büyük bir etkisi vardır.