PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Abdullah ŞAHİN

MENÜ
10.SINIF TARİH DERSİ
12.SINIF İNKILAP TARİHİ DERSİ
T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ
YNT TV

3.3. MEHMET ALİ PAŞA’NIN GÜÇ KAZANMASI

3.3. MEHMET ALİ PAŞA’NIN GÜÇ KAZANMASI

TARTIŞALIM
Osmanlı Devleti’yle Avrupalı devletler arasındaki rekabette Mısır'ın önemi nedir?


Fransa, İngiltere ile giriştiği rekabette 1798'de İngiliz güçlerini Hindistan'da yok etmeyi amaçlamış ve bunun için önce Mısır'ın işgal planını yürürlüğe koymuştur. Mısır'ı alarak Süveyş Kanalı üzerinden Hindistan'a ticaret yapmayı hedefleyen Fransa, Yedi Yıl Savaşlarıyla kaybettiği sömürgeleri de Mısır'ı işgal ederek telafi etmek istemiştir. Bu hedefler doğrultusunda Napoleon komutasında harekete geçen Fransız ordusu, İskenderiye ve Kahire'yi ele geçirerek Mısır'ı işgal etmiştir. Napoleon'un Mısır'ı işgaliyle unutulmaya yüz tutmuş olan Doğu Akdeniz Havzası tekrar dünya gündemine girmiştir.


BİLİYOR MUSUNUZ?
Napoleon'un Mısır'ı işgal etmesi, Osmanlı Devleti ile Avrupalı devletlerin büyük tepkisine neden olmuştur. Bu sorunu tek başına çözemeyeceğini düşünen Osmanlı Devleti, İngiltere ve Rusya'nın desteğini alarak Fransa'ya 1798'de savaş ilan etmiştir. Böylece Osmanlı Devleti, ilk defa topraklarını işgal eden bir ülkeye karşı Avrupalı devletlerle iş birliğine gitmiştir.

Fransızların Mısır'ı işgal etmesinden farklı sebeplerle kaygı duyan Avusturya da İngiltere'nin yanında savaşa girmiştir. Bu arada Mısır üzerinden Filistin’e ilerleyen Fransız kara ordusu, Akka önlerine gelmiştir (Görsel 3.20). Burada Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri karşısında başarısız olan Napoleon, Mısır'a dönmek zorunda kalmıştır. Ardından Osmanlı ordusu, Mısır'a girdiyse de başarısız olmuş ve Filistin’e geri çekilmiştir. İngilizlerin Süveyş’e çıkması üzerine Fransızlar Mısır'ı boşaltmak zorunda kalmıştır.


Mehmet Ali Paşa, Mısır'ı Fransız işgalinden kurtarmak için 1799 yılında Kavala'dan gönderilen seçme askerlerin başında Kahire'ye gelmiştir. Fransızların Kahire'yi boşaltmasından sonra kısa sürede buradaki başıbozuk askerleri yönetimi altına alan Kavalalı Mehmet Ali Paşa, bu askerlerin komutanı olmuştur. Mehmet Ali Paşa, hızlı bir şekilde Mısır'da kendi otoritesini kurmayı başarmış ve bu nedenle 1805'te buraya vali olarak atanmıştır.

Mehmet Ali Paşa, Osmanlı toprağı olmasına rağmen Mısır üzerinde söz sahibi olan Kölemen beylerinin etkisini ortadan kaldırarak Mısır'ın tek hâkimi hâline gelmiştir. Mehmet Ali Paşa'nın Mısır'da giderek güç kazanması, Osmanlı yönetimini rahatsız etmiştir. Bu nedenle Selanik ve Kavala valiliklerine tayin edilen Mehmet Ali Paşa bunu kabul etmeyerek Mısır'da kalmıştır. Bu suretle Mısır'a

hâkim olan Mehmet Ali Paşa (Görsel 3.21), bundan sonra Mısır çevresinde nüfuzunu yaymaya çalışmıştır. Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti'nin bir türlü sonuçlandıramadığı Hicaz'daki Vehhabi İsyanı'nı 1818'de bastırarak hac yolunu açmış ve İslam dünyasında saygınlık kazanmıştır. Bu nedenle Osmanlı Devleti, Mehmet Ali Paşa'ya Hicaz ve Habeş valiliklerini de vermiştir. Bundan sonra Mehmet Ali Paşa, 1822'de Sudan'da hâkimiyet kurmuştur.


Mehmet Ali Paşa, aynı dönemde Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu dağınık ve güçsüz durum nedeniyle Orta Doğu'da daha da güç kazanmıştır. Nitekim Sultan II. Mahmud, Mora İsyanı'nı bastıramayınca Girit ve Mora valilikleri karşılığında Mehmet Ali Paşa'dan yardım istemek durumunda kalmıştır. Bu ise Mısır valisinin nüfuzunun daha da artmasına neden olmuştur.


Vehhabilik Hareketi

Vehhabilik; XVIII. yüzyılın ortalarında, Suudi Arabistan'ın Necd Bölgesi'nde yeni bir dinî akım olarak ortaya çıkmıştır. Vehhabilik, Muhammed b. Abdülvehhâb tarafından kurulmuş ve genel olarak tasavvufu, bidat olarak görmüştür. Özellikle tevhit inancına yönelik farklı görüşleriyle bazı âlimlerin tepkisini çeken Muhammed b. Abdülvehhâb, 1745'te Suud ailesinin siyasi desteğini kazanmıştır. Suud Şeyhi, Suudi hâkimiyetini desteklemesi karşılığında Vehhabi hareketini yayma hususunda her türlü yardımı yapmaya söz vermiştir. Bu ittifakla Suudiler, Abdülvehhâb'ın vefat ettiği 1792 yılına kadar geçen sürede, Riyad'da hâkimiyet kurmuştur. XIX. asrın ilk yıllarından itibaren Suudi-Vehhabi ittifakı; kuzeyde Irak ve Suriye, güneyde Umman ve batıda Hicaz topraklarına doğru yayılmaya başlamıştır.


Suudi-Vehhabi kuvvetlerinin Tâif, Mekke, Medine'yi içine alan Hicaz Bölgesi'ni ele geçirmesi üzerine Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa, Vehhabileri Hicaz'dan çıkarmak için görevlendirilmiştir. Mehmet Ali Paşa kuvvetleri, 1813 yılında Mekke ve Medine'yi tekrar Osmanlı yönetimi altına almıştır. 1824'te Suud ailesi, Riyad'ı geri alarak merkez yapmış ve Suudi Emirlik'i yeniden kurmuştur.


ÖRNEK METİN
XX. Yüzyılın Başlarında Vehhabilik
İbn Suûd, 1912'den itibaren görevlendirdiği hocalarla bazı bedevi kabilelere dinî eğitim vermeye başlamıştır. Ayrıca askerî güç de oluşturularak Riyad ve çevresinde Vehhabi-Suudi hâkimiyeti artırılmıştır. Osmanlı Devleti, bu durumu kabullenerek 1914'te Necid’e vilayet statüsü vermiştir. Suudiler, I. Dünya Savaşı şartlarında güçlenmeye devam ederek Şerif Hüseyin (Görsel 3.22) kuvvetlerine karşı verdikleri mücadelelerde başarılı olmuş ve 1920'lerde Hicaz Bölgesi'ne hükmetmiştir. İbn Suûd önderliğinde 1930'lara kadar sürecek bir mücadele sonucunda, Suudi Arabistan bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. 1932'de Suudi Arabistan Krallığı'nın ilan edilmesiyle Vehhabilik bağımsız ve kalıcı devlet desteğine kavuşmuştur.
Mehmet Ali Büyükkara, “Vehhâbîlik”, s.611-615'ten düzenlenmiştir.​

Yorumlar - Yorum Yaz
Anket
"PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM" KİTABIMIZI OKUDUNUZ MU?
TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TARİHİ
OSMANLI DEVLETİ TARİHİ
abdullahhoca

SİTEMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİYE TEŞEKKÜRLER...
TARİH BİZDEN ÖĞRENİLİR.
Site Haritası