7.2. FETHEDİLEN YERLERDE İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ETKİSİ
7.2. Konu: Osmanlı Devletinde Günlük Yaşam
- FETHEDİLEN BÖLGELERDE TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL DEĞİŞİMLER
- ŞEHİR VE MAHALLELERDE ÇOK KÜLTÜRLÜ SOSYAL HAYAT
FETHEDİLEN BÖLGELERDE TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL DEĞİŞİMLER
- Osmanlılar, fethedilen ve nüfusça az oldukları bölgelere yönelik iskân politikası uyguladılar.
- Özellikle Balkanlara, Anadolu’dan yörük ve Türkmenleri getirip yerleştirdiler.
- Yapılan göçler sonucunda Balkanlarda Türk nüfusu arttı ve Türk İslam kültürü yayıldı.
- Osmanlı hâkimiyeti ile birlikte bölgede güvenlik sağlandı, yerli halktan angarya kalktı, ağır vergiler azaltıldı.
- Bu sayede Balkanlarda, Arnavut, Bosna, Hersek, Kosova gibi bölgelerde gayrimüslim köylüler arasında İslamlaşma hareketi hızla arttı.
- Osmanlı aldığı yerlere başlangıçta, bir cami ve onun etrafında kümelenen kültürel, sosyal ve iktisadi kuruluşların oluşturduğu külliyeler kuruldu.
FETHEDİLEN YERLERDE İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ETKİSİ
- -Osmanlı Devleti, fethettiği toprakları geliştirip, refah düzeyini artırarak Müslüman ve gayrimüslimlerin bir arada ve güvenle yaşamasını sağlamıştır.
- -Osmanlılar fethedilen bölgelerdeki Rum, Ermeni ve Yahudilere; yasalara uydukları, vergilerini ödedikleri, güvenlik ve düzeni muhafaza ettikleri sürece kendi okul, hastane ve mahkeme gibi kurumlarını yaşatma imkânı vermiştir.
- -Fethedilen topraklarda zaman içerisinde bir baskı olmadan Müslüman olan gayri müslimler artmış ve Türkçe öğrenmeleri hızlanmıştır.
- -Osmanlılar, bir şehri fethedince ilk olarak ana kiliseyi camiye çevirmiş ve ona Ulu Cami adınıvermiştir. İkinci adım olarak ise şehre kadı ve subaşı tayin etmiştir.
- -Fethedilen şehirlerde Ulu Cami, Türklerin yerleştiği semtin merkezini meydana getirmiştir.
- -Ulu Cami’nin yanında ise çarşı, bedesten veya arasta denilen yapılar kurularak bunların etrafında da mahalleler oluşturulmuştur.
Osmanlı Şehirlerinde Yaşam
- -Şehirlerdeki mahalle halkı; cami ve mescitlerin dışında kahvehane, bozahane gibi mekânlarda veya düzenlenen panayır ve şenliklerde bir araya gelmiştir.
- -Düğünler, insanların güzel zaman geçirdikleri şenliklere dönüşmüştür.
- -Düğün, şenlik, ziyafet ve benzeri konularda “surname” adı verilen eserler yazılmıştır.
- -Osmanlı toplumu için dinî törenler de, insanların kaynaştığı bir etkinlik türüdür.
- -Özellikle Ramazan ayı içinde yapılan eğlenceler, İstanbul’dan yola çıkan “SurreAlayı” Hac münasebetiyle kutsal topraklara gönderilen hediyelerin bulunduğu bu alayın yola çıkışı, Ramazan ayını müjdeleyen önemli bir törendir.
- “Hırka-i Saadet” merasimi, Osmanlı sarayının Ramazan ayına mahsus önemli etkinliklerindendir.
- -Hacivat ve Karagöz oyunları gibi etkinlikler Ramazan ayı eğlencelerindendi.
- -İstanbul’da ilk kahvehaneler 1554 yılında Tahtakale’de açılmıştır.
- -Her mahallede açılan kahvehaneler, mahalle ile ilgili kararların alındığı merkezler hâline gelmiştir.
- -Mevlânâ’nın Mesnevi’si, Yunus Emre Divanı, Taberi Tarihi gibi edebiyat, tarih ve din konulu kitaplar önce cami ve tekkelerde daha sonra da kahvehanelerde okunmuş ve çoğunluğu okuryazar olmayan topluluklar tarafından dinlenmiştir.
Osmanlı Mutfağı
- -Türk mutfağı çeşit ve lezzet açısından olduğu kadar yiyecek hazırlama ve pişirme teknikleri, özel gün yemekleri, mutfak araç ve gereçleri açısından da çok zengindir.
- Osmanlı’da Kılık Kıyafet
- -Osmanlı Devleti’nde kılık kıyafet kültürünün oluşmasında din kuralları, yaşanılan çevre, sosyal yapı, gelenek ve kanunlar gibi unsurlar etkili olmuştur.
- -İslamiyetʼten önce Türk kadın ve erkekleri üstte gömlek ve kaftan, başlarında börk, kalpak veya takke benzeri başlıklar taşımıştır.
ŞEHİR VE MAHALLELERDE ÇOK KÜLTÜRLÜ SOSYAL HAYAT
- Osmanlı şehirlerinde gayrimüslimler bazen bir mahallede toplanmış bazen de Müslüman mahallelere dağılmıştı.
- Aynı mahallede cami, kilise ve havrada insanlar dinî vecibelerini rahatça yerine getirirlerdi.
- Osmanlı Devleti’nde, başta başkent İstanbul olmak üzere diğer şehirler (Bursa, Edirne, Selânik vs.) genelde kalabalık bir nüfusa sahipti.
- Şehirlerde insanlar genel olarak ticaret, esnaflık ve zanaatla uğraşırdı.
- Osmanlı Devleti’nde, erkek kıyafetleri genelde çakşır (şalvar), gömlek, entari, dolama, kaftan, kürk ve başlıktan oluşurdu.
- Kadınların giyim ve kuşamlarının en önemli öğeleri ise şalvar, bürüncük gömlek, entari, dolama, hırka, kaftan, gömlek, kürk ve dışarıda giydikleri ferace, peçe ve yaşmak idi.
- Osmanlı toplumunda Müslümanlar genelde sarı, ulema mavi ayakkabı giyerken, askerlerin bazıları ise kırmızı renk çizme giyerlerdi.
- Bunun yanında erkekler; sosyal, ekonomik, kültürel, mesleki ve dinî statülerine göre “kavuk” denilen başlıklar giyerlerdi. Kavukların en bilinenleri horasanî, selimî, kalafat, örfî, kafesî, mücevveze, kâtibî ve kallavi idi.
- Kadınlar ise serpuş denilen külaha benzer başlıklar giyerlerdi.
- Ramazan ayında, varlıklı zengin kimseler farklı yerlerdeki esnaf dükkânlarına girer ve zimem (borç) defterini isterlerdi.
- Defterin baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfalarını açar ve “Silin borçlarını, Allah kabul etsin.” der ve borçları ödeyip giderdi.
- Osmanlı Devleti’nde, erkekler genelde bozahane ve kıraathane/kahvehanelerde vakit geçirirlerdi.
- Bir halk içeceği olan boza mısırdan üretilirdi.
- Kıraathane, kahvehaneden daha sonra ortaya çıkan bir kavramdır ve isminin kıraathane olması bu mekânların “okuma salonu” olarak kullanılmasıyla bağlantılıdır.
- Kahvehaneler, toplumsal paylaşımın gerçekleştiği ve geçmişin yâd edildiği kültürel mekânlar olarak Osmanlı toplum yaşamında önemli bir yere sahipti.
- Nitekim eğitim, ticaret ve sanat üzerine fikir alışverişinin yapıldığı, meddahların konuşma, saz şairlerinin saz çalma ve söyleme yerleri kahvehaneler idi.
Yorumlar -
Yorum Yaz