II. DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
İngiltere ve Fransa’nın ekonomisi bozulmuştur.
Nazizm ve Faşizm gibi rejimler önem kaybederken demokrasi önem kazanmıştır.
Almanya “Doğu” ve “Batı” olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Sömürgecilik sona ermeye başlamış, sömürge altında yaşayan pek çok ülke bağımsızlık mücadelesine başlamıştır.
ABD ve Rusya dünyanın iki süper gücü olmuş, Soğuk Savaş dönemi başlamıştır.
İlk kez atom bombası kullanılmış, böylece dünya nükleer çağa adım atmıştır.
1945’te Birleşmiş Milletler Teşkilâtı kurulmuş, Türkiye de kurucu 50 ülke arasında yer almıştır. Milletler Cemiyeti 1946’da yetkilerini bu teşkilâta devretmiştir.
9 Aralık 1948 tarihinde “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme” BM Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir.
II. Dünya Savaşı’nda işlenen insanlık suçları “soykırım” olarak nitelendirilmiş ve soykırım suçları İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer almıştır. BM 10 Aralık 1948’de bu beyannameyi kabul etmiştir.
Sovyetler Birliği’nin yayılmacı politikasına karşı denge sağlamak için Kuzey Atlantik Paktı (NATO) kurulmuştur. (1949).
SSCB ise NATO’ya karşı 1955’te “Varşova Paktı”nı kurmuştur. Bunun sonucu Sovyet güdümündeki bloğa “Doğu Bloku” veya “Demir Perde” adı verilmiştir.
Washington’da 45 ülkenin imzasıyla “Uluslararası Para Fonu” (IMF) kurulmuştur.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER-KURULUŞUN KİLOMETRE TAŞLARI
Müttefikler Bildirgesi
II. Dünya Savşı'nın başlarında, 12 Haziran 1941'de Londra'da imzalanan ve "hem savaşta, hem barışta, bir arada ve öteki özgür halklarla birlikte çalışmayı" öngören Bildirge, Birleşmiş Milletler'in kuruluşuna uzanan yolda atılacak adımların ilki oldu.
Atlantik Şartı
14 Ağustos 1941'de ABD Başkanı Franklin Roosevelt ile İngitere Başbakanı Wilson Churchill, barış ve güvenliğin korunmasına yönelik uluslararası işbirliği için bir ilkeler dizisi önerdi. Daha sonra Atlantik Şartı olarak anılmaya başlayan bu belge "denizde bir yerde" imzalanmıştı.
Birleşmiş Milletler Bildirgesi
1 Ocak 1942 günü, Mihver ülkelerine karşı savaşmakta olan 26 ülkenin temsilcileri "Birleşmiş Milletler Bildirgesi"ni imzalayarak Atlantik Şartı'na desteklerini ilan ettiler. Bildirge, "Birleşmiş Milletler" teriminin ilk kez kullanıldığı belge oldu.
Moskova ve Tahran Konferansları
30 Ekim 1943'te Moskova'da imzalanan bir bildirge ile SSCB, İngiltere, ABD ve Çin hükümetleri, barış ve güvenliğin korunması amacıyla uluslararası bir örgütün ivedilikle kurulması için çağrıda bulundular. Bu hedef, ABD, SSCB ve İngiltere liderlerinin 1 Aralık 1943'te Tahran'da yaptıkları toplantıda da onaylandı.
Dumbarton Oaks Konferansı
BM'in ilk şablonu, Washington'da Dumbarton Oaks köşkünde yapılan bir toplantıda çizildi. 21 Eylül ile 7 Ekim 1944 tarihleri arasında iki aşamalı olarak gerçekleşen görüşmelerde SSCB, İngiltere, ABD ve Çin temsilcileri kurulacak bir dünya örgütünün hedefleri, yapısı ve işleyişi üzerinde görüş birliğine vardılar.
Yalta Konferansı
Yalta'da yaptıkları bir dizi toplantının ardından Başkan Roosevelt, Başbakan Churchill ve Başkan Stalin 11 Şubat 1945 günü "barış ve güvenliği korumak amacıyla bir uluslararası örgüt" kurma kararlarını açıkladılar.
San Francisco Konferansı
25 Nisan 1945'de aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 50 ülkenin temsilcileri San Francisco'da bir araya gelerek 111 maddeden oluşan Antlaşma* ' ya son şeklini verdiler. Antlaşma, 25 Haziran 1945'te oybirliği ile kabul edildi ve ertesi gün imzalandı.
24 Ekim 1945 Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin yanısıra imza sahibi öteki devletlerin çoğunluğunun da onaylamasıyla Antlaşma yürürlüğe girdi ve Birleşmiş Milletler kuruldu.
İLK YILLAR
10 Ocak 1946 Birleşmiş Milletler'in ilk Genel Kurulu, 51 ülkenin tamamının katılımıyla Londra'da toplandı.
17 Ocak 1946 Güvenlik Koseyi Londra'da yaptığı ilk toplantısında çalışma usulünü belirledi.
24 Ocak 1946 Genel Kurul ilk kararını aldı : amaç, atom enerjisinin barışcı kullanımı ve atom bombası ile öteki kitlesel imha silahlarının yasaklanması idi.
1 Şubat 1946 Norveçli Trygve Lie ilk Genel Sekreter oldu.
Haziran 1948 İlk BM gözlem misyonu, BM Mütareke Gözlem Örgütü (UNTSO) oluşturuldu.
10 Aralık 1948 BM Genel Kurulu, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ' ni kabul etti.
24 Ekim 1949 BM'in bugünkü Genel Merkez binasının temeli New York'ta atıldı.
6 Kasım 1956 BM Genel Kurulu, Süveyş Kanalı krizi üzerine ilk kez olağanüstü toplandı, ilk BM barış gücünü, BM Acil Müdahale Gücü'nü (UNEF) kurdu.
ANA ORGANLAR
Genel Kurul
Örgütün ana tartışma forumu olan Genel Kurul, üye ülkelerin tamamını kapsıyor. Genel Kurul, Antlaşma kapsamına giren herhangi bir konuyu ele alabilir ve üye ülkelere tavsiyede bulunur. Kurul'da her üyenin bir oyu vardır. Olağan dönem toplantısını her yıl Eylül ve Aralık ayları arasında yapan Genel Kurul, Güvenlik Konseyi ya da üyelerinin çoğunluğu tarafından olağanüstü ya da özel dönem toplantısına da çağrılabilir.
Genel Kurul, barış ve güvenlik, bütçe ya da yeni üye kabulu gibi önemli konularda kararlarını üçte iki çoğulukla alır. Öteki konularda ise çoğunluk yeterlidir.
Her yıl olağan dönem toplantısının başlangıcında yapılan genel görüşmede üye ülkeler, genellikle devlet ya da hükümet başkanı düzeyinde katılarak, çeşitli uluslararası sorunlar hakkındaki görüşlerini açıklarlar. Genel görüşmenin ardından, Genel Kurul gündeminde buluan konuların büyük bölümü altı ana komitede ele alınır:
Birinci Komite (Silahsızlanma ve Uluslararası Güvenlik);
İkinci Komite (Ekonomik ve Mali);
Üçüncü Komite(Sosyal, İnsani ve Kültürel);
Dördüncü Komite (Siyasi Sorunlar ve Sömürgecilik);
Beşinci Komite (İdari ve Bütçe);
Altıncı Komite (Yasal Sorunlar)..
İster komitelerden birinde, ister doğrudan Genel Kurul'da ele alınmış olsun, bir karar tasarısına konu olan her gündem maddesi sonuçta Genel Kurul'da oylanır. Örgütün bundan sonraki çalışmalarına yön veren, Genel Sekreter ve Sekretarya çalışalarının yeni dönemdeki önceliklerini ve görevlerini belirleyen, Genel Kurul'da kabul edilen ve üye ülkelerin çoğunluğunun ortak iradesini yansıtan işte bu kararlardır. (1983'den bu yana Genel Kurul kararlarının İngilizce metin ve oylama sonuçları)
Güvenlik Konseyi
Güvenlik Konseyi, BM'in temel kuruluş amacı olan uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından sorumlu. Konsey'in beş daimi üyesi olan ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya'nın yanısıra on geçici üyeden oluşuyor; geçici üyeler iki yıllık bir süre için Genel Kurul'da seçimle ve coğrafi denge gözetilerek belirleniyor(Güvenlik Konseyi Üyeleri).
Güvenlik Konseyi'nin asli görevi olan uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ilişkin konularda karar alabilmesi için üyelerinin en az beşte üçünün, yani dokuz üyenin olumlu oy kullanması ve daimi üyelerden hiç birinin olumsuz oy vermemesi, bir başka deyişle veto hakkını kullanmaması gerekiyor. (1946 dan bu yana Güvenlik Konseyi kararlarının İngilizce metin ve oylama sonuçları)
Herhangi bir üye ülke ya da BM Genel Sekreteri tarafından her zaman toplantıya çağrılabilen Güvenlik Konseyi'nin kararları üyeler için bağlayıcı. Ancak, bir sorunun alınan tüm önlemlere karşın barışçıl yollardan çözümlenememesi durumunda Güvenlik Konseyi Antlaşma'nın VII. Bölümü'nün kendisine verdiği yetkileri kullanarak silahlı güç kullanımı ya da yaptırımlara da başvurabilir.
Ekonomik ve Sosyal Konsey
Ekonomik ve Sosyal Konsey BM'in ekonomik ve sosyal alanlardaki önceliklerini belirleyen ve çalışmalarını planlayan ana organdır. Konsey, kalkınma, çevre, insan hakları, suç, konut, sanayileşme, ticaret, kadın hakları, nüfus, ırk ayrımı gibi çok çeşitli alanlarda faaliyet gösterir. BM Sistemi'ne bağlı çok sayıda kuruluşun etkinlikleri de 54 üyeden oluşan Konsey tarafından koordine edilir.
Konsey çalışmalarını komisyonlar aracılığıyla yürütür. Belirli alanlarda Konsey'e danışmanlık yapan "işlevsel komisyonlar" şunlardır :
İnsan Hakları Komisyonu
Uyuşturucu Maddeler Komisyonu
Sosyal Kalkınma Komisyonu
Nüfus ve Kalkınma Komisyonu
Kadın Komisyonu
İstatistik Komisyonu
Suç Önleme ve Adli Yargı Komisyonu
Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu
Bilim ve Teknoloji Komisyonu
Ayrıca, farklı coğrafi bölgelerin sorunları üzerinde çalışan bölgesel komisyonlar vardır:
Afrika Ekonomik Komisyonu (ECA)
Avrupa Ekonomik Komisyonu (ECE)
Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC)
Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCAP)
Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyou (ESCWA)
Vesayet Konseyi
Antlaşma uyarınca Vesayet Konseyi'nin görevi, BM vesayeti altına alınmış olan 11 bölgenin kendi yönetimlerini oluşturmaları ya da bağımsızlıklarını ilan etmelerine yardımcı olmaktır. Söz konusu bölgelerin tamamı ya kendi başlarına ya da komşu ülkelerle birleşerek kendi yönetimlerini kurdukları ya da bağımsızlıklarını ilan ettikleri, bir başka deyişle Konsey Antlaşma'nın kendisine verdiği görevi tamamladığı için, Vesayet Konseyi koşullar gerektirdiğinde yeniden başlamak üzere çalışmalarını 1994 yılında tatil etmiştir.
Uluslararası Adalet Divanı
Uluslararası Adalet Divanı BM'in ana yargı organıdır. Divan, her biri farklı bir ülkeden olmak üzere Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi tarafından seçilen ve her biri bir başka ülkeden olan 14 yargıçtan oluşur. Bireyler değil yalnızca devletler arası uyuşmazlıklar konusunda yetkili olan Divan uluslararası hukuka göre çalışır. Özel bir antlaşmadan kaynaklanan bir yükümlülüğü olmadıkça biç bir ülke Divan'a gitmeye zorunlu değildir. Ancak Divan'ın yetkisini kabul eden bir ülke Divan'ın alacağı karara da uymakla yükümlüdür. Divan, Hollanda'nın Lahey kentinde faaliyet göstermektedir.(Uluslararası Adalet)
Sekretarya
BM çalışmalarını yürüten Sekretarya, 4700'ü Genel Merkez'de olmak üzere yaklaşık 170 ülkeden gelen 9000 dolayında görevliden oluşur. Sekretarya'nın yerine getirdiği görevler, Birleşmiş Milletler'in çözümü için çaba harcadığı sorunlar kadar çeşitlilik gösterir. Bunlar, barış gücü operasyolarının yönetilmesinden uluslararası uyuşmazlıklarda arabuluculuk yapılmasına, ekonomik ve toplumsal sorunların araştırılmasından insan hakları ve sürdürülebilir kalkınma etkinliklerine kadar çok geniş bir alan kaplarlar. Sekretarya ayrıca Genel Kurul kararları doğrultusunda uluslararası konferanslar düzenler, çeşitli BM organlarının kararlarının ne ölçüde uygulandığını araştırır ve tüm bu çalışmalarla ilgili olarak dünya medyalarına bilgi sağlar. Sekretarya'nın en üst görevlisi Genel Sekreter'dir.
BM'in Genel Merkezi New York'ta bulunmakla birlikte başka kentlerde de büyük ölçekli ofisleri vardır. Örneğin Cenevre ofisi uluslararası konferanslar ve diplomatik girişimler için bir merkez ve insan hakları ve silahsızlanma çalışmaları için bir forum niteliğindedir. Viyana ofisi daha çok uyuşturucu maddeler ve suçla mücadele, ve uluslararası ticaret hukuku alanlarında yoğunlaşmakta, Nairobi ofisi ise BM'in çevre ve insan yerleşimleri çalışmaları için bir merkez işlevi görmektedir. Bunlara ek olarak, BM ve bağlı kuruluşarın dünyanın hemen her ülkesinde irili-ufaklı bir temsilciliği vardır.
Genel Sekreter
BM Genel Sekreteri bu göreve Güvenlik Konseyi'nin tavsiyesi ve Genel Kurul'un onayıyla beş yıllık bir süre için seçilir.
Genel Sekreter, Sekretarya'nın başı sıfatıyla bir yönetici olarak örgütün işleyişinden ve Antlaşma'nın kendisi için belirlediği konum nedeniyle de BM'in çeşitli organlarınca alınan kararların uygulanmasından ve kendisine verilen görevlerin yerine getirilmesinden sorumludur. Antlaşma'nın çizdiği bu görev çerçevesi, Genel Sekreter'e esneklik kazandırabilmektedir :
Genel Sekreter'in Şubat 1998'de Bağdat'a giderek büyük çaplı bir çatışmayı ve bunun yol açacağı ağır kayıpları ve siyasal sonuçları önlemesi buna bir örnektir. Genel Sekreter'in bu bağlamda değerlendirilebilecek bir başka önemli rolü de "iyi niyet görevi"dir. Genel Sekreterlik makamının nüfuz ve tarafsızlığına dayanan bu yöntemde Genel Sekreter uluslararası uyuşmazlıkların ortaya çıkması, tırmanması ya da yayılmasının önlenmesi için duruma göre kamuoyunun önünde ya da kapalı kapılar ardında girişimlerde bulunur.
Üyeler
BM üyeliği, barışa inanan ve Antlaşma'nın getirdiği yükümlüleri kabul eden ve örgüt açısından da söz konusu yükümlülükleri yerine getirme irade ve kapasitesine sahip olan her ülkeye açıktır. Yeni üye kabulü, Güvenlik Konseyi'nin tavsiyesi üzerine Genel Kurul'un onayıyla yapılır. (Üye tam listesi)
Diller
Antlaşma uyarınca Birleşmiş Milletler'in resmi dilleri Çince, Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve Rusça'dır. Bunlara, Genel Kurul, Güvenlik Konseyi ve Ekonomik ve Sosyal Konsey'in resmi dili olarak Arapça eklenmiştir.
Bütçe
BM bütçesi (ihtisas kuruluşları ve BM programları hariç) Genel Kurul tarafından iki yıllık bir süre için karara bağlanır.
Bütçenin ana kaynağı üye ülkelerin katkı paylarıdır. Katkı paylarının hesaplanmasında temel kıstas, gayrı safi milli hasıla, kişi başına milli gelir gibi faktörleri dikkate alan bir formülle belirlenen ödeme gücüdür.
Üye ülkelerin BM barış gücü operasyonlarına katkı payları da benzer bir yöntemle belirlenir.
BM'e bağlı fon ve programların kaynakları ise büyük ölçüde hükümetlerin ve kimi zaman da bireylerin gönüllü katkılarından oluşmaktadır.
BM’YE BAĞLI ÖRGÜTLER VE UZMAN KURULUŞLAR
No Kısaltılmışı Bayrak Kuruluş Merkez Başkan Kurulduğu Yıl
1 FAO Gıda ve Tarım Örgütü Roma, İtalya Jacques Diouf 1945
2 IAEA Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Viyana, Avusturya Yukiya Amano 1957
3 ICAO Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü Montreal, Kanada Raymond Benjamin 1947
4 IFAD Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu Roma, İtalya Kanayo Nwanze 1977
5 ILO Uluslararası Çalışma Örgütü Cenevre, İsviçre Guy Ryder 1919
6 IMO Uluslararası Denizcilik Örgütü Londra, Birleşik Krallık Koji Sekimizu 1948
7 IMF Uluslararası Para Fonu Washington, D.C., ABD Christine Lagarde 1945
8 ITU Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Cenevre, isviçre Hamadoun Touré 1947
9 UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Paris, Fransa Irina Bokova 1946
10 UNIDO Birleşmiş Milletler Endüstriyel Gelişme Örgütü Viyana, Avusturya Kandeh Yumkella 1967
11 UNWTO Dünya Turizm Örgütü Madrid, İspanya Taleb Rifai 1974
12 UPU Dünya Posta Birliği Berne, İsviçre Edouard Dayan 1947
13 WB Dünya Bankası Washington, D.C., ABD Jim Young Kim 1945
14 WFP Dünya Gıda Programı Roma, İtalya Ertharin Cousin 1963
15 WHO Dünya Sağlık Örgütü Cenevre, İsviçre Margaret Chan 1948
16 WIPO Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü Cenevre, İsviçre Francis Gurry 1974
17 WMO Dünya Meteoroloji Örgütü Cenevre, İsviçre Alexander Bedritsky 1950
DÜNYA SAVAŞI SÜRECİNDE TÜRKİYE (1939-1945)
Türkiye II. Dünya Savaşı’na fiilen katılmamıştır. Ancak savaş boyunca izlediği yansızlık siyasetinde zaman zaman büyük baskılara maruz kalmıştır.
Türkiye 1939’da savaş olasılığının iyice artması üzerine toprak bütünlüğünü korumaya yönelik ittifak anlaşmaları sağlamak amacıyla bazı girişimlerde bulunmuştur.
İlk görüşmeler sonucu Türkiye’nin 12 Mayıs 1939’da İngiltere’yle, 23 Haziran’da da Fransa’yla “Barış Cephesi” içinde yer aldığını açıklayan ortak bildiriler yayımlanmıştır. Ancak SSCB ile yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamamıştır.
Bunun üzerine 19 Ekim 1939’da Ankara’da Türkiye-İngiltere-Fransa İttifak Antlaşması imzalanmıştır. Anlaşmaya göre Türkiye bir Avrupa devletinin saldırısına uğrarsa İngiltere ve Fransa yardımda bulunacak, buna karşılık Avrupa’da çıkacak bir savaş Akdeniz’e yayılırsa Türkiye’de İngiltere ve Fransa’ya yardımda bulunacaktı.
1941 yılında SSCB’ye saldırmaya hazırlanan Almanya, güney kanadını güvenceye almak amacıyla Türkiye’ye bir saldırmazlık anlaşması önermiş, Türkiye de bunu hemen kabul etmiştir. 18 Haziran 1941’de imzalanan bu antlaşma Türkiye’nin savaş dışı kalma siyasetinde yeni bir aşama olmuştur.
Bunu 10 Ağustos 1941’de SSCB ile İngiltere’nin ortak notası izlemiştir. Savaşın iyice yoğunlaştığı bu dönemde her iki ülke Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını bildirmişlerdir. Buna karşılık Türkiye’den 1936 Montrö (Montreux) Boğazlar Sözleşmesi’ni tam olarak uygulayarak İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nı savaş gemilerine kapalı tutulmasını istemişlerdir.
ADANA GÖRÜŞMELERİ (30 OCAK-1 ŞUBAT 1943)
30 Ocak-1 Şubat 1943 tarihleri arasında Churchill ile İsmet İnönü ve Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun katılımıyla Adana’da bir vagon içerisinde yapılan görüşmelerdir.
Toplantıda görüşülen konulardan biri Türkiye’nin üzerinde önemle durduğu Sovyet baskısı olsa da, Churchill, II. Dünya Savaşı sürecine Türkiye’yi de dâhil etmek adına çok çaba harcamış fakat İsmet İnönü tüm baskılara rağmen Türkiye’yi savaşın uzağında tutmuştur.
KAHİRE KONFERANSI (5-6 KASIM 1943)
İngiltere Dışişleri Bakanı Anthony Eden Moskova Konferansı dönüşünde, 5-6 Kasım 1943 tarihleri arasında, Kahire’de Türk Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu ile bir araya gelmiştir.
Eden, Türkiye’den hava üslerini açmasını ve yılsonuna kadar savaşa katılmasını istemiş, bu önerinin reddi hâlinde İngiltere’nin Türkiye’ye göndermekte olduğu yardımı keseceği uyarısında bulunmuştur.
Ancak bu istekler Menemencioğlu tarafından reddedilmiştir. Çünkü hava üsleri verildiği takdirde Almanya Türkiye’nin büyük kentlerini bombalayabilir ve Türkiye savaşa sürüklenebilirdi. Türkiye ise savaşa katılmak için hazırlıklı değildi.
TAHRAN KONFERANSI (KOD ADI EUREKA) 28 KASIM-1 ARALIK 1943
Müttefik liderler, Joseph Stalin, Franklin D. Roosevelt, ve Winston Churchill katılımıyla, SSCB'nin Tahran Büyükelçiliği'nde gerçekleşen ve o ana dek ilk kez tüm Müttefik liderlerin (ABD, İngiltere ve SSCB) katıldığı bir strateji toplantısı idi.
Konferans sonunda, 1 Aralık 1943 tarihinde üç lider aşağıdaki maddeleri içeren deklarasyonu yayınladılar:
Yugoslav Partizanlar, silah ve erzak yardımının yanı sıra komando operasyonlarıyla da desteklenecektir;
Türkiye'nin 1943 yılı sonuna kadar Müttefikler safında savaşa dahil olması arzu edilmektedir;
Şayet Türkiye Almanya ile savaşa tutuşursa ve bunun sonucunda Bulgaristan Türkiye'ye saldırmaya kalkarsa, SSCB ivedi şekilde Bulgaristan'a savaş ilan edecektir. Bu karar, Türkiye ile yapılacak sonraki müzakerelerde, Türkiye'yi savaşa girmeye ikna etmek üzere kullanılacaktır;
Fransa'nın Manş Denizi aşılarak işgaline, Fransa'nın güneyine yapılacak taarruzla birlikte, Mayıs 1944'te başlanacaktır. Sonraki saldırı, çıkartma yapılacak bölgenin imkan verdiği ölçüde, azami kuvvetle yapılacaktır. Konferans'ta alınan karar uyarınca, Stalin yapacağı eş zamanlı saldırıyla, Almanların, doğudan batıya asker kaydırmasına engel olmaya çalışacaktı;
Üç ülkenin askeri yetkilileri, Avrupa'da kısa bir süre içinde başlatacakları askeri harekat sebebiyle, yakın temasta ve işbirliği içinde bulunacaklardır. Yapılacak bu operasyonları gizlemek ve düşmanı yanıltmak için, ilgili personel tarafından yanıltıcı bir plan hazırlanacaktır.
II. KAHİRE KONFERANSI (4-6 ARALIK 1943)
4-6 Aralık 1943 tarihlerinde Churchill (İngiltere), Roosevelt (ABD) ile İsmet İnönü arasında yapılan Kahire Görüşmeleri’nde Türkiye’nin savaşa girmesi konusunda baskılar oldukça ağır olmuş ve İnönü, Türkiye’nin ihtiyacı olan silah ve malzemenin sağlanması şartıyla prensip olarak savaşa katılmayı kabul etmiştir.
1944 yılı başlarında Türkiye’nin askerî ihtiyaçlarının tespiti aşamasında çalışmaların sonuçsuz kalması nedeniyle ilişkiler kopma noktasına gelmiştir. Bunun üzerine Türkiye Müttefik Devletlerle ilişkilerini düzeltmek için 2 Ağustos 1944’te Almanya ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir.
Türkiye, üzerindeki baskıların artması ve Yalta Konferansı’nda 1 Mart 1945’e kadar ortak düşmana savaş ilan etmiş olanların Birleşmiş Milletler üyeliğine alınmalarına karar verilmesi üzerine, savaşın son günlerinde 23 Şubat 1945 tarihinde Almanya ve Japonya’ya simgesel (göstermelik) olarak savaş ilan etmiştir.
Türkiye II. Dünya Savaşı’na fiilî olarak katılmamışsa da, bu dönemde savaşan ülkelere silah yapımında kullanılan krom madenini satmıştır.
DÜNYA SAVAŞI’NIN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
İkinci Dünya Savaşı sürecinde Refik Saydam ve Şükrü Saraçoğlu başbakanlık yapmış, İsmet İnönü ise cumhurbaşkanı olarak görev yapmıştır.
Bu dönemde Türkiye’nin öncelikli amacı tarafsızlığını korumak ve yıkıcı bir savaşa girmemekti. Türkiye bunu başarmış olmasına rağmen savaştan çok etkilenmiştir.
Türkiye’de savaş nedeniyle alınan bazı önlemler ve gelişmeler şunlardır:
Bütün illerde hava saldırılarına karşı ‘karartma’ uygulaması başlatılmıştır.
Çatalca’da olası bir Alman işgaline karşı Çakmak Hattı’nın yapımına başlanmıştır.
Tahıl stoklarına el konmuştur.
Sıkı fiyat kontrolleri karaborsayı artırmıştır.
13 Ocak 1942’de “Ekmek Karnesi” uygulaması başlatılmıştır.
Kıtlık nedeniyle undan pasta ve benzeri ürünlerin yapılması yasaklanmıştır.
İstanbul’da özel otomobillerin ve ticarî araçların trafiğe çıkması yasaklanmıştır.
Radyo yayınlarında kesintiler yapılmıştır.
Karadeniz’deki Türk gemi seferleri durdurulmuştur.
Gece 23:30’dan sonra sokağa çıkma yasağı getirilmiştir.
II. Beş Yıllık Kalkınma Planı yürürlüğe konmuş fakat savaş şartları nedeniyle başarı sağlanamamıştır.
Savaş boyunca yarı seferberlik ilan edilmiş ve yetişkin nüfus askere alınmıştır. Bu durum yerli üretimin azalmasına neden olmuştur.
1940’ta hükûmete ekonomiye müdahale etme hakkı tanıyan Millî Korunma Kanunu ilan edilmiştir. Millî Korunma Kanunu çerçevesinde getirilen dış ticaret kısıtlamaları, ithalatın önemli ölçüde daralmasına neden olmuştur. İthalatın ve yerli üretimin azalması kıtlık ortamının oluşmasına yol açmıştır.
Petrol Ofisi ile Et ve Balık Kurumu kurulmuştur.
Devletin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için karşılıksız para basması sonucunda enflasyon ortamı doğmuştur.
1942’de Ticaret Ofisi ve İâşe Müsteşarlığı kurulmuştur.
9 Kasım 1942’de olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kazancı vergilendirmek amacıyla Varlık Vergisi Kanunu çıkarılmıştır.
Varlık Vergisi Kanunu dünya kamuoyunda Türkiye’nin aleyhine yayınlar yapılmasına yol açmıştır.
1944’te Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu çıkarılmıştır.
15 Haziran 1945’te Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çıkarılmış, ancak bu kanundan beklenen başarı sağlanamamıştır.
II.DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA KAPATILAN GAZETELER;
Cumhuriyet 3 ay
İstanbul’da münteşir Yeni Sabah, Vatan, Hakikat, Halk gazeteleri üçer gün, Vakit, Tan, Son Posta, Tasvir-i Efkâr, Akşam ve Demokrat Politika gazeteleri, ikişer gün müddetçe Örfi İdare Komutanlığı’nca kapatılmıştır”
Vatan gazetesi 5 Aralık 1941 tarihinden itibaren 45 gün süre ile kapatılmıştır.
II.DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA BAŞBAKANLAR
Refik Saydam (1939–1942)
Şükrü Saracoğlu (1942–1946)
II.DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA GENEL KURMAY BAŞKANLARI
Mareşal Fevzi Çakmak - 5 Ağustos 1921 - 12 Ocak 1944
Orgeneral Kâzım Orbay - 12 Ocak 1944 - 30 Temmuz 1946