İlk Türk devletlerinde devlete il (el) denilmiş ve devlet; Bağımsızlık (oksızlık), ülke, halk (kün) ve teşkilat olmak üzere dört unsurdan oluşmuştur. Yönetimde hâkimiyetin kaynağı kut anlayışı etrafında şekillenmiş, bu anlayışa göre kağan devleti yönetme yetkisini Tanrı'dan almıştır. Türklerde ilk devlet teşkilatını Asya Hun Hükümdarı Mete Han kurmuştur.
İlk Türklerde devlet ikili teşkilata göre yönetilirdi. Asıl hükümdar ülkenin doğu kısmını yönetirken hükümdarın kardeşi de yabgu unvanıyla batı kısmını yönetirdi. Hükümdarın oğulları tiginler ise şad unvanıyla ülkenin değişik yerlerinde görev alırlardı.
İlk Türk devletlerinde devletin önemli meseleleri; toy, kurultay ve kengeş ismiyle anılan mecliste görüşülürdü. Ayrıca ayukı denilen bir de hükûmet vardı. Türklerde ordu-millet anlayışı olduğu için kadın-erkek ayrımı yapılmadan herkes savaşa hazır hâlde bulunurdu. Türklerdeki ordu teşkilatı birçok ülkeye örnek olmuştur.
İlk Türk İslam devletlerinin yönetim anlayışı, ilk Türk devletlerinin yönetim anlayışının devamı niteliğindeydi. Hükümdarın, yönetme yetkisini Allah'ın lütfu olarak aldığına inanılır, hükümdar da ülkesini yönetirken kendisini Allah'a ve törelere karşı sorumlu hissederdi.
Ülke yönetiminde hükümdara yardımcı olan vezir ve divan adı verilen bir kurul bulunurdu. İlk Türk İslam devletlerinde ordu-millet anlayışı devam etmiş, bu dönemde gûlam adı verilen yeni bir askere alma şekli uygulanmıştır.
Osmanlı Devleti yönetim anlayışında ilk Türk devletleri ve Türk İslam devletlerinin etkisi devam etmiştir. Osmanlı Devleti, ülke yönetiminde daha merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Bu devlet, 1839 Tanzimat Fermanı ile kanunun üstünlüğünü kabul etmiş, 1876'da meşruti yönetime geçerek halkın da yönetime katılmasını sağlamıştır. Osmanlı Devleti'nde ilk Türk İslam devletlerinde olduğu gibi divan teşkilatı ülke yönetiminde hükümdara yardımcı olmuştur. Divan teşkilatında vezir-i azam, vezirler, defterdar, nişancı ve kazasker gibi görevliler vardır.
Osmanlı Devleti, kurulduğu bölge itibari ile teşkilatlanmasını oluştururken Bizans, Türkiye Selçukluları ve Memlükler gibi bazı komşu ülkelerden de faydalanmıştır. Osmanlı askerî teşkilatının temelini Kapıkulu Ocakları (devşirme) ve Tımarlı Sipahiler oluşturmuştur. Osmanlı Devleti, deniz aşırı fetihler yapmak için ayrıca güçlü bir donanma da oluşturmuştur.
29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiş, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte halkın da yönetime katılımı sağlanmıştır. Cumhuriyet yönetimiyle birlikte halk, yöneticilerini belli süreliğine seçme ve ülkeyi yönetme yetkisini seçtiği vekiller aracılığıyla kullanma hakkı da kazanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nde güçler ayrılığı ilkesine uygun olarak yasama, yürütme ve yargı farklı organlarda toplanmıştır. Yürütme yetkisi cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulu aracılığıyla kullanılmış, yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, yargı yetkisi de bağımsız mahkemelere verilmiştir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne geçilmesi ile birlikte yasama milletvekillerine, yürütme cumhurbaşkanına, yargı da bağımsız mahkemelere verilmiştir. Yani yeni düzenleme ile cumhurbaşkanı ve başbakana ait yetkiler bütünüyle cumhurbaşkanında toplanmıştır.
Cumhuriyet Dönemi'nde devlet teşkilatı oluşturulurken Osmanlı Devleti'nin teşkilat yapısı büyük ölçüde örnek alınarak genişletilmiş ve yeniden yorumlanmıştır. İlk Türk devletleri ve ilk Türk İslam devletlerinde olduğu gibi ordu- millet anlayışı Cumhuriyet Dönemi'nde de devam etmiştir.