ABDULLAH HOCA
abdullahsahin1881@gmail.com
HALİDE EDİP'İN HAYATINDAN ESİNTİLER
23/10/2019 Halide Edip Adıvarİlk kocası dönemin matematik dehası Salih Zeki 40 yaşında, Halide Edip 17 yaşında iken birbirlerine aşık olurlar, aralarındaki ilişkiyi de “Onun kölesiydim, zihninin kölesi” diye tanımlar. Evlendikten sonra tam anlamıyla Salih Zeki’nin kulu kölesi olur, anne olmak için de paralar kendini. Eşini çalıştığı yerde ziyarete gittiğinde yüzündeki yaşmaktan kim olduğunu anlayamayan görevlinin, “Hanım sen az önce burada değil miydin” demesinden eşinin kendisini aldattığını, daha sonra da evlendiğini anlamasıyla boşanır. Salih Zeki’den boşandığı yıllarda kadının boşanma hakkı yoktur aslında. Ama o kocasının yeni bir eş getirmesini asla kabul etmez. Sanki intikam almak için romanlarını yazar. Seviyye Talip romanındaki kadın kahramanı, sevdiği adamla nikahsız yaşayan bir kadın. O yıllar için çok ileri bir şey bu. Bir başka kahraman, Handan ise cinselliğini açık açık anlatan bir kahraman. Kimse ona “Sen nasıl böyle şeyler yazarsın?” türünden eleştiriler getirmez, tam tersine, “Romandaki Handan, Halide Hanım’ın ta kendisi” derler. Anlattıkları, hayal gücü değil, yaşadıklarıdır. İlk ve bir daha unutamadığı sevgilisi, birinci eşi Salih Zeki. Bunu sonradan Mina Urgan’a itiraf eder. Ama ikinci eşi Adnan Adıvar’la da arasında müthiş bir bağlılık var. Halide Edip’in flörtöz bir kadın olduğu söylenir. Hüseyin Cahit ve Yusuf Akçura flörtlerinden sadece ikisi. Yaşadığı yıllarda erkek ve kadının arkadaş olabilmesi zor, buna rağmen erkek arkadaşlarını evine davet eden, onlarla konuşacak şeyleri olan bir kadın. Feminist bir yazardır. İlk romanlarında bile bu görülür, ama öbür yanıyla da bazı romanlarında da (Sinekli Bakkal, Akile Hanım Sokağı) halkının muhafazakar değerlerini de anlamaya çalışmıştır. II. Meşrutiyet’in ilan edildiği yıl, 1908’de Halide Edip gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmaya başlar. Yazıları, muhafazakar çevrelerin tepkisini çeker. Ölümle tehdit edilir. Salih Zeki’den olan 2 oğluna çok ilgili bir anne olamaz, ama ablası Mahmure’den çok destek alır. Çünkü çok meşguldür, Milli Mücadele için cepheye gider, müfettiş olarak okullara gider, romanlar yazar. Halide Edib Adıvar’la 13 yıl beraber yaşayan torunu Ömer Sayar şöyle der: “En baştaki özelliği de dominant oluşuydu. Şimdi bilgisayarlarda solitaire dediğimiz oyunu iskambille oynardı, hiç düşürmezdi elinden. Bir yandan oynardı, ama bir yandan da fikirlerini söylerdi. Hep kendi dediği olsun diye düşünürdü. Yüzü asıktı ama hissi biriydi. Oğlu yani babam ABD’ye gitti, uzun süre kaldı. ABD’nin herhangi bir yerinde bir uçak düştüğü zaman “Acaba oğlum içinde midir” diye gözyaşı dökerdi. Böyle de içli tarafı vardı. Benim Halide Edip’le müşterek hayatım, süre itibarıyla çocuklarıyla olan müşterek hayatından daha fazladır. Bana İngilizce öğretirdi. Bir kitap tercüme ettirdi. Disiplinliydi. Galatasaray Lisesi’nin hazırlık sınıfına giderken, 1 lira harçlık verirdi, 75 kuruşunu kumbaraya at derdi. Niye 25 kuruş. Çünkü simit 5 kuruştu o zaman. “Beş gün, her gün bir simit alırsın” derdi. Yaramazlık yaptığımda, paylardı.” Çocukluğundan beri erkek çocuğu gibi davranılır, öyle ki babası ona Halit diye hitap eder, kendine güveninin altında yatan neden bu olabilir. Mustafa Kemal’le çatışması hayatının dönüm noktası olur. Halide Edip “Önce reformları yapalım, demokrasi olsa da olur, olmasa da olur” eğilimi içerisinde, yanı sıra mandanın (I. Dünya Savaşı’ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturuncaya bazı büyük devletlere verilen yetkidir) iyi bir çözüm olacağına inanır. Bu, onun zayıf noktası olarak aleyhine kullanılmıştır. Aslında mandayı düşünmek, Halide Edip için bir arayıştır. O yıllarda aydınlar arasında mütareke Türkiye’sinin kurtuluşunda farklı düşünceler veya pasif kalmak çok yaygındır. Mina Urgan, Bir Dinazor’un Anıları kitabında üvey babası Falih Rıfkı Atay’ın fikrini şöyle aktarır: “Halide Edip, öteki erkekleri etkilediği gibi, Mustafa Kemal’i de etkilemeyi, ona da egemen olmayı aklına koymuştu. Mustafa Kemal’in, Halide Hanım’a gelip, evinde bir acı kahve içerken, “Hanımefendi ne dersiniz, acaba Cumhuriyeti ilan edeyim mi?” ya da “Halifeliği kaldırmamı doğru buluyor musunuz, Hanımefendi?” diye sorarak icazet almasını istemişti. Mustafa Kemal bunu yapmayınca da, ona düşman kesilmişti.” “1910’da benim aile hayatımda büyük bir değişme olmuştu. Salih Zeki Bey ikinci defa evlenmeye karar vermişti. Taaddüdi zevcât aleyhine hiçbir zaman değişmeyen ve taassup derecesini bulan bir kanaatim vardı. O zaman Yanya’da bulunan babamı çocuklarımla beraber ziyarete gittim. Salih Zeki Bey’e karar vermeden evvel düşünebilmesi için zaman vermek istedim. Döndüğüm zaman, bu meselenin kapanmasının mümkün olmadığını görerek ayrıldım. Yani dokuz senelik hayat arkadaşlığımız sona erdi.” (Mor Salkımlı Ev) Kaynak |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM - 10/06/2023 |
Biz bu eseri, Cumhuriyetimizin 100. yılında “PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diyerek dünyaya meydan okuyan kınalı kuzuları unutmamak unutturmamak için eseri meydana getirdik. |
VEDAT TÜRKALİ - 11/11/2019 |
Asıl adı Abdülkadir Pirhasan'dı.. Ancak bu isim, bu topraklarda sakıncalı bir isimdi.. Yazdığı eserler sırf bu isim nedeniyle sansür kuruluna takılıyordu.. |
TÜRKIYENIN ILK UÇAK MÜHENDİSİ - 10/11/2019 |
20 Temmuz 1969'u gösterdiğinde APOLLO 11'İ ve 1,5 milyar insan televizyonlarına odaklanmış Neil Armstrong'un Ay'da yürüyecek olmasını heyecanla bekliyordu. |
SON RÜYA - 10/11/2019 |
Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe’de hasta yatağında yatmaktır.Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk |
Türklerin son Kurgan'ı: ANITKABİR - 10/11/2019 |
Anıtkabir’in planı ve yapıldığı yer tamamen Türk tarihinde önemli yeri olan kurgan mantığına göre belirlenmiştir. Anıtkabir’in bulunduğu yer olan Rasattepe eski bir Frig yerleşkesidir. |
Neden29 Ekim? - 28/10/2019 |
Atatürk Neden 29 Ekim Tarihini Seçti ..! 2 yıl sonra, yani Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır. ‘Acaba Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim’de ilan etmiştir. |
İlk kadın mitingi - 28/10/2019 |
Yürekli Türk Kadının tüm dünyaya meydan okuduğu bu gün Yalnız Kastamonu'nun değil ülkemiz Türk Kadının şeref günüdür. Kastamonu’da Yapılan İlk Kadın Mitingi 10 Aralık 1919 Mustafa Eski Bilindiği gibi, 1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı, |
Babil Tableti ve Matematik - 27/10/2019 |
3 bin 700 yıllık Babil tableti matematiği kökten etkiledi Şifresi çözülen 3 bin 700 yıllık tablet, trigonometrinin Yunanlılar tarafından değil, onlardan yaklaşık 1000 yıl önce Babiller tarafından bulunduğunu işaret etti Avustralya'da |
Sakal - 26/10/2019 |
ATA, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar; Kimdir bu ? Vali yanıt verir; Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır. Atatürk Şıh'ı yanına çağırır ve; "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından |
Devamı |