ABDULLAH HOCA
abdullahsahin1881@gmail.com
Sakallı Celal
13/08/2019 SAKALLI CELAL...Deniz Bakanı bir paşanın oğlu olarak İstanbul'da dünyaya gelir. Yaşıtları oyuncaklarla oynarken o kendi kendine harfleri öğrenerek ev halkını şaşkına çevirir. İlkokul çağında konaktaki odasından çıkmaz, durmadan deniz lisesine giden ağabeylerinin kitaplarını okur. Babasının "henüz yaşın küçük" demesine rağmen, Fransızca dersleri alır ve kısa sürede mükemmel Fransızca öğrenir. Dönemin en iyi eğitim veren okuluna, Galatasaray Lisesi'ne, 1896 yılında başlar. Fransızcası çok iyi olduğundan hazırlık okumaz. Derslerinde olağanüstü başarılar elde eder. Burada geçirdiği 11 yıl; özgür, bağımsız, aydınlanmacı kişiliğinde çok etkili olur. Okulunu bitirdiğinde, muhteşem bir Fransızcası ve elinde her kapıyı açan Galatasaray diploması vardır. Basit memurluklarda gözü yoktur. Tevfik Fikret Galatasaray Lisesine müdür olunca bu dahi adamı elinden kaçırmaz ve okulda öğretmenlik yapmasını sağlar. Fransa'nın en büyük yazar, şair ve düşünürleriyle fikir alışverişinde bulunur. Hür beyni daha da aydınlanır. "Devletin parasını yediğimiz yeter'' deyip diploma almadan ülkesine döner. Üsküp'e Fransızca öğretmeni olarak gönderilir. Burada öğrenciler ve halk kendine hayran kalır. Kendi parasıyla okulun önüne futbol sahası yaptırır. Fransa'dan toplar getirtir. Öğrencilere don ve fanila diktirir. Futbolu öğretir. Fakat bölgedeki yobazlar onu şikâyet ederek okuldan attırır. Sebebi; futbol günahmış! Çünkü Yezit'ler Hz. Hüseyin'in başını keserek yerde top gibi oynamışlar, futbol onu temsil ediyormuş. İstanbul'a döner. Trablusgarp'ta Mustafa Kemal ve askerlerinin zor durumda olduğunu öğrenir. Bir tekneye mühimmat doldurup yola çıkar. Fakat yolda İngiliz devriye teknesi yollarını kesince arkadaşlarının "silahımız var vuruşalım'' fikrine karşı çıkar; "silahları değil aklımızı kullanacağız.'' Muhteşem dili ve siyasi bilgisi ile İngiliz komutanına bu silahları Fransızlara direnen Tunuslu mücahitlere götürdüklerine inandırır ve Mustafa Kemal'e ulaştırır. Silâh altına alınmak ister ama "ülkeye öğretmen lazım'' denilerek Kastamonu Lisesi'ne Fransızca öğretmeni olarak gönderilir. Fakirlik, hastalık ve cehaletin olduğu bir dönemdir. Şehirde frengi vardır, bununla mücadele eder. Öğrencilere yabancı dilin yanı sıra tarih ve hayat bilgisi dersleri verir. Yobaz zihniyet onu bir kez daha hedef alır. "Dini bütün yerde başı açık geziyor, çocuklara Fransız devrimini anlatıyor, ayaktopu oynatıyor günahtır" diye İstanbul'a şikayet ederler. Görevden alınır, İzmit Lisesi'ne gönderilir. Burada büyük şair Yusuf Ziya Ortaç ile tanışır. Ölümünden sonra Ortaç; "Celal beyin cenazesine gitmedim. İnsan kendi tabutunun arkasından yürüyebilir mi?" diyerek dostluklarının büyüklüğünü gösterecektir. İstanbul'da onu tanıyan dönemin en büyük şair, yazar, avukat ve kalburüstü aileleri evlerine sohbetini dinlemek için davet ederler. Çünkü muhteşem bilgisi ve konuşma yeteneği vardır. Çöpçülerin aldığı maaşı düşük bulur. Bunu protesto etmek için Vali konağının önünü süpürmeye başlar. O sırada oradan Rasih Nuri İleri ile hocası Prof. Kerim Erim geçmektedir. O günü İleri şöyle anlatır; "Hocam, Profesör Kerim Erim bir anda fırlayıp yerleri süpüren sakallı bir çöpçünün elini öpmeye başladı...'' Sakallı Celal Maddi sıkıntı çekse de hayatı boyunca kimseden para yardımı kabul etmez. Elinde büyüyen Mehmet İsvan çok zengin bir iş adamı olur. Hocasına hesap açar fakat öldükten sonra tek bir kuruşuna dokunmadığını görür. Hayatı boyunca hiç sigara ve alkol kullanmaz. "Türkiye, doğuya yol alan bir geminin güvertesinde batıya koşan insanların ülkesidir" ve "Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir." sözleri ona aittir. -Tarık Barbaros Plevneli |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM - 10/06/2023 |
Biz bu eseri, Cumhuriyetimizin 100. yılında “PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diyerek dünyaya meydan okuyan kınalı kuzuları unutmamak unutturmamak için eseri meydana getirdik. |
VEDAT TÜRKALİ - 11/11/2019 |
Asıl adı Abdülkadir Pirhasan'dı.. Ancak bu isim, bu topraklarda sakıncalı bir isimdi.. Yazdığı eserler sırf bu isim nedeniyle sansür kuruluna takılıyordu.. |
SON RÜYA - 10/11/2019 |
Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe’de hasta yatağında yatmaktır.Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk |
TÜRKIYENIN ILK UÇAK MÜHENDİSİ - 10/11/2019 |
20 Temmuz 1969'u gösterdiğinde APOLLO 11'İ ve 1,5 milyar insan televizyonlarına odaklanmış Neil Armstrong'un Ay'da yürüyecek olmasını heyecanla bekliyordu. |
Türklerin son Kurgan'ı: ANITKABİR - 10/11/2019 |
Anıtkabir’in planı ve yapıldığı yer tamamen Türk tarihinde önemli yeri olan kurgan mantığına göre belirlenmiştir. Anıtkabir’in bulunduğu yer olan Rasattepe eski bir Frig yerleşkesidir. |
Neden29 Ekim? - 28/10/2019 |
Atatürk Neden 29 Ekim Tarihini Seçti ..! 2 yıl sonra, yani Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır. ‘Acaba Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim’de ilan etmiştir. |
İlk kadın mitingi - 28/10/2019 |
Yürekli Türk Kadının tüm dünyaya meydan okuduğu bu gün Yalnız Kastamonu'nun değil ülkemiz Türk Kadının şeref günüdür. Kastamonu’da Yapılan İlk Kadın Mitingi 10 Aralık 1919 Mustafa Eski Bilindiği gibi, 1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı, |
Babil Tableti ve Matematik - 27/10/2019 |
3 bin 700 yıllık Babil tableti matematiği kökten etkiledi Şifresi çözülen 3 bin 700 yıllık tablet, trigonometrinin Yunanlılar tarafından değil, onlardan yaklaşık 1000 yıl önce Babiller tarafından bulunduğunu işaret etti Avustralya'da |
Sakal - 26/10/2019 |
ATA, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar; Kimdir bu ? Vali yanıt verir; Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır. Atatürk Şıh'ı yanına çağırır ve; "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından |
Devamı |